6 Haziran 2025 Cuma
KURBAN BAYRAMI HUTBESİ 2025
KURBAN BAYRAMI HUTBESİ
Rüştü KAM
(Berlin Türk Eğitim Derneği-2025)
Muhterem Müslümanlar,
Bayram sabahının bu ilk ışıklarında, bizleri bir araya getiren Rabbimize hamdolsun. Hepinizi en kalbî duygularımla selamlıyorum. Kurban Bayramınız mübarek olsun.
Bugün sadece bir ibadeti yerine getirmek için değil, aynı zamanda birliğimizi, kardeşliğimizi, insanlığımızı yeniden hatırlamak için buradayız.
Kurban, sıradan bir hayvan kesimi değildir.
Kurban, Hz. İbrahim’in teslimiyetini,
Hz. İsmail’in sadakatini sembolleştiren bir ibadettir.
Kurban, Allah’a yakınlaşmak demektir.
Yani sadece hayvanı değil; nefsimizi, bencilliğimizi, şımarıklığımızı ve gururumuzu da kurban etmek gerekir.
– Bir öğrencinin eğitimine destek olmak,
– Bir yetimin yüzünde gülümsemeye vesile olmak,
– Bir annenin duasında yer bulmak da kurbandır.
Bugün kesilen her kurban, bize şunu hatırlatır:
“Allah’a ulaşacak olan ne onların etidir, ne de kanı... Allah’a ulaşacak olan takvanızdır.” (Hac, 37)
Kurban Bayramı, sadece dinî bir vecibe değil; aynı zamanda bir kültürdür, aidiyettir, hafızadır.
Bayramlarda büyüklerimizi ziyaret etmek, küçükleri sevindirmek, küsleri barıştırmak ve kurbanımızı komşuyla paylaşmak gerekir... Bunlar sadece gelenek değil, manevî görevdir.
Bayramlarda bir araya gelmek, kucaklaşmak, hâl hatır sormak, bayramlaşmak, toplumsal dokunun yeniden örülmesidir.
Sevgili Müslüman kardeşlerim,
Ne yazık ki bugün dünya Müslümanları acı içinde kıvranıyor; ülkesini, doğup büyüdüğü yerleri terk ediyor; savaş ve yoksullukla boğuşuyor.
Gazze, Sudan, Arakan, Doğu Türkistan, Suriye, Irak bu ülkelerdendir... Bayram sevinci bugün oralara uğramayacaktır.
Biz burada huzur içinde bayram yapabiliyorsak, bu Rabbimizin bizlere bir lütfudur. Bu lütfun karşılığı olmalıdır; bedelsiz değildir bu lütuflar. Bu lütuflar beraberinde sorumluluk getirir.
O bölgelerdeki bir çocuğun elinden tutmak, oradaki bir annenin duasına katılmak, o insanların sofrasında bir lokma ekmek, bir yudum su olmak hepimizin görevidir.
Değerli dostlar,
Kurban Bayramı yalnızca bir ibadet değil; aynı zamanda bir vicdan muhasebesidir.
Türk Eğitim Derneği bu muhasebeyi yapan bir kurumdur. Yalnızca bilgi öğreten bir kurum değil; iyiliği çoğaltan bir yuvadır. Bu yuvada büyüyen her birey, sadece aklıyla değil, yüreğiyle de yol almalıdır.
Bugün kurban etini paylaşarak toplumsal bir ibadeti yerine getiriyoruz, bu önemlidir. Bu kadar önemli olan bir ibadet daha vardır; zamanımızı, emeğimizi, bilgimizi ve imkânlarımızı paylaşmak. Bunlar da ibadettir. Hem de diğer ibadetlerin kabulüne vesile olacak çok önemli ibadetlerdir.
Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:
“Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe erişemezsiniz.”
(Âl-i İmrân, 3/92)
Ve yine der ki:
“Onların ne etleri Allah’a ulaşır ne de kanları; Allah’a ulaşan yalnızca sizin takvanızdır.” (Hac, 22/37)
İşte bu yüzden, paylaştığımız her şey aslında niyetimizle ölçülür; kalbimizle tartılır.
Allah Resûlü şöyle buyurur:
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.”
Ve yine der ki: “Sadaka, belâyı def eder.” (Sünenü’d-Dârimî, Zekât, 1)
Bunlar, çağımızın en sessiz ama en derin sadakalarıdır.
Kur’an bize der ki:
“Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açık Allah yolunda harcayanlar yok mu, işte onların Rableri katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur, onlar üzülmeyeceklerdir.” (Bakara, 2/274)
Bu bayramda sadece sofraları değil, kalpleri de doyuralım.
Unutmayalım: Veren el, alan elden daima üstündür. Ve bazen bir sadaka, sadece bir ekmek değil; bir hayatın istikametidir.
Ama şunu da unutmayalım:
Yardımda öncelik en yakınımızdadır. Kur’an bu konuda çok nettir:
“Ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışa verin.” (Bakara, 2/177)
Yani bir Müslüman için yardım, evinden başlar, çevresine yayılır. Sadaka vermeye önce en yakın çevreden başlanır. Buyruk böyledir. Ailemizi, mahallemizi, ülkemizi ihmal ederek dünyaya yetişemeyiz.
Kur’an, önce bulunduğumuz yere merhametle yaklaşmayı ve sonra da adaletle muamele etmeyi emreder. Dinin buyruğu böyledir.
Bu noktada, Müslüman; duygularla değil, akılla ve vicdanla karar vermelidir.
Gerçek bir imanlı, sorumluluk taşır; çünkü o, sadece bireyi değil, geleceği inşa etmeyi hedefine koymuştur.
Müslümanın kendi sokağında, kendi derneğinde, kendi mahallesinde tedavi edilmeyi bekleyen dertler, çözülmesi gereken sorunlar varken, o uzak diyarlara yelken açarak öncelik sırasını unutmamalıdır; unutmak sorumsuzluk demektir.
Kendi evinde yangın varken, komşusunun evindeki yangına koşan kişi iyi niyetlidir belki; ama döndüğünde evini yerinde bulamayabilir.
Şuurlu Müslüman, sadece duygularıyla değil, aklıyla ve adalet ölçüsüyle hareket etmek zorundadır.
Kendi yaşadığımız yerde çözülmeyi bekleyen birçok sorun varken uzak yerlere, başka coğrafyalara giderek şov yapmanın anlamı yoktur. Şov diyorum, çünkü kalıcı olmayan günlük coşkulara şov denir.
Paylaşmak duygusal bir refleksle yapılmamalıdır; bilinçli bir şekilde organize edilerek yapılmalı ve uzun ömürlü olmalıdır.
Değerli kardeşlerim,
Bizler Berlin’de, ehl-i kitap olan bir toplumun içinde, azınlık Müslümanlar olarak yaşıyoruz. Bu durum bize hem ayrıcalık hem de sorumluluk yüklüyor. Sorumluluğumuzun bilincinde olmamız gerekiyor.
Kur’an der ki:
“Allah, sizinle din konusunda savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayanlara iyilik yapmanızı ve adil davranmanızı yasaklamaz.
Şüphesiz Allah adil davrananları sever.” (Mümtehine, 8)
Yani;
Müslüman, inancına sadık kalarak, yaşadığı toplumla barış içinde olması gereken bir kişidir.
Müslüman; komşusundan selamı esirgemeyen, işini hakkıyla yapan, imkânlarını komşularıyla paylaşan, tebessümüyle örnek olan sorumluluk sahibi bir bireydir.
Kurban Bayramı, komşularımızla ilişkilerimizi güçlendirmek için de bir fırsattır. Komşuya kurbandan bir pay vermek, tebessümünü ondan esirgememek; istenilen manevî iklimi oluşturmak için yeterlidir.
Temsil ettiği kimlik, Müslümanın en büyük tebliğidir.
Şimdi Dua Zamanıdır
Ya Rabbi,
Bizi yalnızca ibadet eden değil,
ibadetinin hakkını veren kullarından eyle.
Kurbanlarımızı sadece kanla değil,
kalple sunmayı nasip eyle.
Gönlümüze merhamet,
elimize cömertlik,
sözümüze hikmet ver.
Verirken unutmamayı,
alırken ezilmemeyi,
paylaşırken büyümeyi öğret bize.
İmkân verdiysen,
imtihanı da hatırlat.
Görev verdiysen,
sorumluluğumuzu da unutturma.
Kazandıklarımızı sadece kendimize değil,
yoksula, yetime, öğrenciye de rızık kıl.
Her sofrada bir başkasının açlığını,
her neşede bir başkasının hüznünü,
her sahip olduğumuzda bir başkasının hakkını fark etmeyi nasip eyle.
Bizleri, veren el eyle, bekleyen el değil.
Umut olan eyle, unutan değil.
İyiliği büyütenlerden eyle, sıradanlaşanlardan değil.
Ya Rabbi,
Evlatlarımıza güzel örnek,
çevremize güzel dost,
toplumumuza faydalı insan olmayı nasip eyle.
Ve bizi her bayramda,
sadece sevinçle değil;
şükürle, bilinçle ve sorumlulukla buluştur.
Güzel Rabbim, kurbanlarımızı,
dualarımızı, niyetlerimizi takdim ediyoruz, kabul buyur.
Birliğimizi daim, gönüllerimizi geniş, sofralarımızı bereketli eyle.
Bayramımızı;
barışa,
kardeşliğe,
merhamete
ve dayanışmaya vesile kıl.
Bu mübarek bayramın;
milletimize, İslam dünyasına ve bütün insanlığa
hayırlar getirmesini diliyorum, dileğimi geri çevirmeyesin.
Âmin...
Bayramınız mübarek olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder