2 Ağustos 2013 Cuma

CENNET UCUZ DEĞİL, CEHENNEM DAHİ LÜZUMSUZ DEĞİL 2013

30 Temmuz 2013, 11:14





Ramazan ayı geldi ve gidiyor. Oruç tutma zamanının uzun olması sıkıntılar doğursa da, Allah kolaylığını veriyor. Allah kabul etsin.

Müslümanlar bu ayın içinde sadece ruhlarını ve bedenlerini değil aynı zamanda mallarını da temizlediler. Zekâtlarını, fidyelerini ve fitrelerini verdiler. Sadece zekâtlarını vermekle kalmadılar, fazladan infakta da bulundular. Bu Ramazan'da halkı Müslüman olan birçok ülke demokrasi kurbanı oldu. Ramazan ayını hüzünlü geçirdiler, geçiriyorlar. Kan ve gözyaşı içinde oruçlarını tuttular ve iftarlarını yaptılar. Allah yardımcıları olsun.

İbadetler konusunda duyarsızlaşan Müslümanlar yaratıcılarını unuturlar, Yaratıcı'nın verdiği nimetleri unuturlar, bu unutkanlık beraberinde Ahiretin de unutulmasına getirir. Bu durumda Allah da onlardan elini çeker. Çünkü Müslümanları Allah'a yaklaştıran ibadetleridir. Ahiret inancıdır Müslümanları kötülüklerden uzaklaştıran. Ahirete inanıyorum dediği halde, Allah'ın buyruklarına muhalefet eden Müslümanların Ahiret inancı sorgulanır. Bu inançta netlik yoktur. İnsanlar kendilerini bile bile ateşe atmazlar, buna intihar denir. Bütün bu olup bitenler tesadüfi değildir. 





Dünya hayatı geçicidir, her canlı ölümü mutlaka tadacaktır. İnsanlar dünya yaşamlarında rahat etmek için ev alırlar, villa alırlar, daireler alırlar, tarlalar satın alırlar, arabanın en iyisine binmeye çalışırlar, geziler yaparlar, fabrikalar kurarlar, daha çok kazanmak için değişik alanlarda yatırım yapmanın peşinde koşarlar. Bu yatırımlar yanlış değildir, yapılması gerekir. Dünyada mutlu olmanın yolu bu yatırımlardan geçer.




Ahiret hayatındaki mutluluk da tıpkı dünya hayatında olduğu gibi yatırım yapmakla yakalanır. Ahiret için yatırım yapmayan Müslümanlar orada iş bulamazlar, aç kalırlar, sağlık hizmetlerinden istifade edemezler, arzuladıkları şeyleri yiyemezler- içemezler, istedikleri gibi giyinemezler, modayı takip edemezler, sahillerde güneşleyemezler, denizlerde yüzemezler, eğlence yerlerinde kız-erkek arkadaşlarıyla eğlenemezler, son model arabalara binemezler. Çünkü o âlem için yatırım yapmamışlardır. Bir dikili ağaçları bile yoktur orada.




Oysa asıl hayat ölümden sonra başlar. Müslümanların asıl yatırım yapacakları yerin öbür âlem olması gerekirken onlar bu dünya için yatırım yapmayı tercih etmişler, o yatırımlar da bu dünyada kalmıştır.




Ahiret yatırımı, sadece namaz kılmakla yapılmaz, sadece oruç tutmakla yapılmaz, sadece zikir çekmek, tespih çekmekle yapılmaz, sadece bayram namazına gitmekle, mevlitler okutmakla da yapılmaz. Bunlar ritüellerdir. Yatırımlar para ile yapılır, mal ile yapılır, mücadele/ cihad etmekle yapılır, Allah için ter dökmekle yapılır.





Bir kıyas yaparak konuyu biraz daha açalım:

Devletler vatandaşlarının ahlâklı olmasını ister, yalan söylemelerini istemez, katil olmalarını istemez, hırsızlık yapmalarını istemez, devlet aygıtını sıkıntıya sokacak eylemlerde bulunmalarını istemez. Bunun için onları eğitir, okullarda eğitir, seminerler-sempozyumlar aracılığıyla eğitir. Uzun soluklu verimli bir eğitimle istediği kalitede ahlâklı bir vatandaş yetiştirmiş olur. Ancak bu ahlâklı vatandaş, sadece vergi konusunda duyarsız olur da vergisini vermezse, devlet onun mallarını haczeder, malı yoksa hapse atar, kredi kanallarını tıkar, iş yapamaz hale sokar. Ahlâklı olması vergi vermediği için ceza almasına mani değildir. 





Allah da aynen devlet gibidir. Namaz gibi, oruç gibi, hac gibi, zikir gibi ibadetlerle Müslümanları eğitir. Dolayısıyla ahlâklı bir Müslüman kul oluşturur. Bu kul, zekât kaçırmayacak, sadaka kaçırmayacaktır ve yüksek düzeyde ahlâka sahip bir kuldur. Ancak bu namazlı niyazlı ahlâklı kul; sadece sadaka konusunda duyarsız olurda gerekli olan yereleri tespit ederek, hakkıyla zekâtını vermezse, fidyesini vermezse, fitresini vermezse, sosyal faaliyet yapan kurumları desteklemezse, Allah da devlet gibi onun mallarını (sevaplarını) haczeder, malı (sevabı) yoksa veya yetersizse onu hapse (cehenneme) atar.




O sadece ahlaklı bir kuldur. Dolayısıyla onun namazı, orucu, haccı ve zikri onu kurtarmaya yetmez. Çünkü ahiret için gerekli olan gerçek yatırımları yapmamıştır. Bu yatırım parayla yapılır. Allah'ın yatırım için verdiği emanet parayla... 



Müslüman kazancının en az %10 unu ahiret için yatırıma ayırmak zorundadır. Cennet kolay değildir. Günde 17 rekât namaz kılmakla, senede bir ay oruç tutmakla, ömürde bir kez Haccetmekle Cennet kazanılmaz.




Nasıl ki, ahlâklı bir vatandaş vergisini vermediğinden dolayı devlet tarafından cezalandırılıyorsa, hapse atılıyorsa, aynı şekilde ahlâklı bir Müslüman da vergisini (zekâtını) vermediği için, sosyal kurumları desteklemediği için, Allah tarafından cezalandırılacak ve mahkûm edilecektir. Cehenneme atılacaktır.




Onun ahlâkı, hakkıyla zekâtını vermediği için mahkûm edilmesine mani olamayacaktır. Vergisini vermeyen ahlâklı vatandaşın ceza almaktan kurtulamadığı gibi.




Sözü Said'i Nursi'nin sözüyle bitirelim: "Cennet ucuz değil, Cehennem dahi lüzumsuz değil"







  
Rüştü Kam

ha-ber.com