15 Ekim 2014 Çarşamba

6.BERLİN KURBAN BAYRAMI ŞENLİĞİ/2014

Berlin'de Kurban Bayramı şenliği düzenlendi

Berlin'de 2009 yılında başlayan “Berlin Kurban Bayramı Şenliği” bu yıl altıncısı gerçekleştirildi.
Berlin'de Kurban Bayramı şenliği düzenlendi

Berlin'de Kurban Bayramı şenliği düzenlendi

Berlin'de 2009 yılında başlayan “Berlin Kurban Bayramı Şenliği”nin bu yıl altıncısı gerçekleştirildi.

Berlin İlahiyatçılar Derneği (İL-DE), Türk Alman Merkezi (TDZ), Berlin Veliler Topluluğu (BVT), Hikmet Kütüphanesi (HK), Türk Eğitim Derneği (TED) ortaklaşa düzenlediği şenliğin hamiliğini Neukölln Belediye Başkanı Heinz Buschkowsky üstlendi.

Türk Eğitim Derneği`nin öncülüğünde düzenlenen “6. Berlin Kurban Bayramı Şenliği’ne T.C. Berlin  Büyükelçiliği Eğitim Müşaviri Rafet Okutan, T.C. Başkonsolosu Ahmet Başar Şen, Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD politikacılarından Raed Saleh, Cansel Kızıltepe, Fritz Felgentreu, çeşitli sivil topluk kurulu başkanları, dernek yöneticileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.



Başkonsolosu Ahmet Başar Şen ve Neukölln Belediye Başkanı Heinz Buschkowsky yapmış oldukları konuşmalarda Kurban Bayramı’nın Sokak şenliğine dönüştürülmesinin olumlu bir etkinlik olduğuna dikkat çekip, emeği geçenleri tebrik ettiler.

Büyük ve yoğun ilgi gösterilen “Berlin Kurban Bayramı Şenliği” Reuterstrasse’de yapıldı, misafirlere pilav üstünde kurban eti ve ayran, ücretsiz olarak ikram edildi.

Berlin İlahiyatçılar Derneği başkanı Rüştü Kam ise yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Başkonsolosum Sayın Ahmet Başar Şen, Neukölln Belediye Başkanı ve bu şenliğin hamisi Sayın Heinz Buschkowsky, Kıymetli Milletvekilleri, Sivil toplum kuruluşlarının saygıdeğer başkanları, basınımızın kıymetli mensupları ve Berlin halkını temsilen burada bulunan kıymetli misafirler. Vl. Berlin Kurban Bayramı Şenliği tertip heyeti adına hepinize hoş geldiniz diyor, saygılarımı sunuyorum.



Kıymetli misafirler, bizler Berlin İlahiyatçılar derneği, Türk Eğitim derneği, Hikmet Kütüphanesi, Türk Alman Merkezi, Berlin veliler Topluluğu ve Mocca dergisi olarak 2009 yılından beri burada Kurban bayramı şenliği yapıyoruz.
Kurbanlarımızı Berlin‘de kestiriyoruz, etini de kavurma yaparak pilav üstünde ve ayran eşliğinde ücretsiz olarak dağıtıyoruz. Bu dağıtımda, ırk, din, dil ve mezhep ayırımı yapmıyoruz. Kim olursa olsun, ister dinli, isterse dinsiz olsun kapımız insan olan herkese açıktır. Katolik Papaz Kalle Lenz’e huzurunuzda özellikle teşekkür etmek istiyorum: Her sene olduğu gibi bu sene de yine evsiz ve yurtsuzları buraya davet ettiği ve bu şenlikte onlarla birlikte olma, birlikte kurban eti yeme şansını bizlere sunduğu için.

Sevgili misafirler, amacımız birlikte yaşamaktan mutluluk duyduğumuz Berlin halkıyla, güzelliklerimizi, değerlerimizi paylaşmaktır. Kucaklaşmaktır, kaynaşmaktır. İşte bugün burada gördüğümüz manzara amacımıza büyük ölçüde ulaştığımızın kanıtıdır. Allah’a yaklaşmanın yolu samimiyet ve aşktır. Vasıtalar insanlarla olan ilişkilerde bir değer olurlar. Vasıtaların yararları insanlaradır. Allah’a değildir.



Kurbanlarımızı Berlin’in dışında kesmek istemeyişimizin sebebi budur. Berlin’de yaşıyoruz, mali ibadetlerimizi de Berlinlilerle paylaşmak zorundayız. Buyruk böyledir. Yüce Allah’ın arzusu böyledir.

Buyruk doğrultusundaki amacımıza ulaşmak için, bu şenliğe Kurbanlarını vererek katkıda bulunanlara, yapılan masraflara katkı yapanlara, sadece bu şenlik devam etsin diye katkıda bulunan Alman sponsorlarımıza başta QM olmak üzere huzurunuzda hepsine şükranlarımı sunuyorum. Bu sene şenliğin altıncısını yapıyoruz. Artık bundan sonra „Geleneksel Berlin Kurban Bayramı Şenliği“ diye adlandırabiliriz bu şenliği. Bu şenliğin Almanya’da sadece Berlin’in Neukölln ilçesinde yapılıyor olması bir ayrıcalıktır. Başta, Neuköll belediyesinin başkanı Sayın Heinz Busckowsky olmak üzere tüm çalışanlarına huzurunuzda teşekkür ediyorum.

Şenliğin asayişini sağlayan güvenlik güçlerine de teşekkür ediyorum.



Biz bu şenliği ibadet olduğu için yapıyoruz. Amaç İslâm’ın tanıtımıdır. İslâm hoşgörü dinidir, barış dinidir. Kim İslâm’ın barış mesajına gölge düşürmek isterse biliniz ki, o İslâm’dan değildir.
İslâm teröre müsaade etmez, İslâm öldürmek için değil yaşatmak gelmiştir. Huzuru bozmak için değil bilakis huzuru tesis etmek için gelmiştir. Bu şenlik vesilesiyle, huzurunuzda; adı ne olursa olsun, dini ne olursa olsun, şekli nasıl olursa olsun tüm terör örgütlerini ve o örgütlere yardım ve yataklık edenleri, en şiddetli şekilde lanetliyorum.
Sevgili konuklar, bizler bilhassa bu ve benzeri faaliyetlerle, Ehl-i Kitabı kucaklamak istiyoruz. Onlarla olan münasebetlerimizi geliştirmek istiyoruz. Bu isteğimiz Kur’an kaynaklıdır, Allah derki;

“Ehl-i kitap içinde, Allah'a iman ettikleri gibi, Hakkı tazim ederek hem size hem de kendilerine indirilen kitaba inananlar da vardır. Onlar Allah'ın ayetlerini, değersiz bir menfaat karşılığında satmazlar. İşte Rabbi nezdinde mükâfatları olanlar onlardır. Muhakkak ki Allah hesabı pek çabuk görür.” (Al-i İmran, 3/199)

“İçlerinde zulmedenleri hariç olmak üzere, Kitap Ehliyle en güzel olan bir tarzın dışında mücadele etmeyin. Ve deyin ki: "Bize ve size indirilene iman ettik; bizim ilahımız da, sizin ilahınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuz." (Ankebut Suresi, 29/46)

Müminlere sevgi bakımından en çok yakın olanların "Biz Hristiyan’ız" diyenler olduğunu görürsün. Bu böyledir. Çünkü o Hıristiyanlar içinde derin araştırmalar yapan keşişler, kendini Allah'a adamış rahipler vardır. Ve onlar, kibre sapmazlar.“ (Maide, 5/82)

“Dininizden ötürü sizinle savaşmayan, sizi yerinizden, yurdunuzdan etmeyenlere gelince, Allah sizi, onlara iyilik etmeden, adalet ve insaf gözetmeden menetmez. Çünkü Allah âdil olanları sever.” (Mümtehine, 60/8)

Kitap Ehlinden öylesi vardır ki, bir kantar emanet bıraksan onu sana geri verir; öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, sen, onun tepesine dikilip durmadıkça onu sana ödemez. Bu onların "ümmiler (zayıf ve bilgisizler veya Ehl-i Kitap olmayanlar) konusunda üzerinizde bir yol (sorumluluk) yoktur" demiş olmalarındandır. Oysa kendileri (gerçeği) bildikleri halde Allah'a karşı yalan söylemektedirler. (Ali İmran Suresi, 75)

Onların hepsi bir değildir. Kitap Ehli'nden bir topluluk vardır ki, gece vaktinde ayakta durup Allah'ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanırlar. (Ali İmran Suresi, 113)

Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman eder, maruf olanı emreder, münker olandan sakındırır ve hayırlarda yarışırlar. İşte bunlar salih olanlardandır. (Ali İmran Suresi, 114)

Onlar hayırdan her ne yaparlarsa, elbette ondan yoksun bırakılmazlar. Allah, muttakileri bilendir. (Ali İmran Suresi, 115)
Bugün size temiz olan şeyler helal kılındı. (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir.(Maide 5)

Gerçek şu ki, iman edenler, Yahudiler, Sabiiler ve Hristiyanlardan Allah'a, ahiret gününe inanan ve salih amellerde bulunanlar; onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır. (Maide Suresi, 69)

“Şüphesiz iman edenler; Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiîler, bunlardan kim ki, Allah’a ve ahiret gününe inanır, iyi bir iş yaparsa elbette onlara, Rab’leri katında mükafat vardır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” (Bakara 2:62)

Kıymetli misafirler, bizler bayramlarımızı mekanlardan sokaklara taşıdık...!
Alman komşularmızla birlikte Kurban Bayramı’nın tadına varıyoruz...!
Kucaklaşıyoruz...!
Tebrikleşiyoruz...!
Geleneklerimizi çocuklarımıza aktarabilmenin haklı gururunu yaşıyoruz...!

Ne mutlu bizlere ki bugün burada birlikteyiz. Gelecek nesillere ve o nesillere merdiven olan sizlere selam olsun ve bayramınız mübarek olsun.

Seneye “7.Berlin Kurban Bayramında Şenliği’nde buluşmak üzere, hoşça kalın sağlıcakla kalın.”



ha-ber.com / M. Sefa Doğanay / Berlin

11 Ekim 2014 Cumartesi

KURBAN BAYRAMI VE MÜSLÜMANLAR


RÜŞTÜ KAM/BERLİN
Ha-ber.com
Sevgili mü’minler, Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “De ki: ‘Şüphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.”[1]
Sevgili Peygamberimiz (s) de şöyle buyuruyor:“Birbirinizle ilgiyi kesmeyin! Birbirinize sırt çevirmeyin! Birbirinize kin gütmeyin! Birbirinize haset etmeyin! Allah'ın size emrettiği gibi kardeş olun!”[2]

Sevgili mü’minler !
İslam âlemi olarak, inanan gönüller olarak bir Kurban Bayramı’nı daha idrak ettik. Ancak sevinemiyoruz. Hüzünlüyüz; çünkü islâm coğrafyasında yangın var, kan var, gözyaşı var. Duamız, İslâm Âlemi üzerinde dolaşan kara bulutların dağılması içindir.
Kurban Bayramı günleri, mü’minlerin tek yürek, tek vücut olması gereken günlerdir. Aynı düşünce, aynı gaye etrafında toplanması gereken günlerdir.
Müslümanlar Hac ibadetini yerine getirmek için Mekke’de tek yürek olmuş gibidirler. Bu birliğin ülkelerine döndüklerinde de devam etmesi, temennimizdir.
Bugünler, Hz. İbrahim’in duasıyla[3]inananların aynı iman ve aynı ruhla mukaddes topraklara geldikleri; tek merkezde, Kâbe’de tavaf ettikleri; tek meydanda, Arafat’ta toplanarak hac farizasını yerine getirdikleri önemli günlerdir. Kurban Bayramı günlerinde biz mü’minler; İbrahimî bir arayışla Rabbimizin lütfettiği nimetlere şükranlarımızın bir ifadesi olarak kurban ibadetini eda ederiz. Hayvan kurbanı ile veya sahip olduğumuz diğer mal varlıklarımızla bu ibadeti yerine getiririz. Fakir fukarayla, Ehl-i İmanla, Ehl-i Kitapla ve diğer din mensuplarıyla kaynaşmak, kucaklaşmak için yaparız bu ibadeti.

Sevgili mü’minler !
Kurban bayramı günlerinde eda edilen hac ve kurban ibadeti anlamlı ibadetlerdir. Mesaj yüklü ibadetlerdir bunlar. Her şeyden önce hac, birlik ve vahdetin göstergesidir. Kurban ise bize, dini sadece Allaha has kılarak O’na teslim olmanın yollarından birini gösterir. İnsan neslinden kanın akıtılmaması gerektiğini ifade eder. Anlamlıdır.
Ancak İslâm âlemi bugün bayramın mana ve ehemmiyetini anlamış değildir. İnsanlar kan ve gözyaşı içinde acı çekmektedir,
Kurban bayramı her yıl mesajını vermektedir. Bu mesajlar güçlü mesajlardır ve çok yönlüdür ve anlamlıdır. Bu güçlü mesajı alacak Müslüman bulmak oldukça zordur. İslâm coğrafyasına baktığımızda mesajın Müslümanlara ulaşmadığını görmek zor değildir.
Oysa Kurban Bayramı’nın bir yüzü ahirete, bir yüzü bu dünyaya, bir yüzü geçmişe, bir yüzü geleceğe dönüktür. Bu özelliği ile Kurban Bayramı Müslümanları eğitmelidir. Kurbanın; Hz. İbrahim’den gelen tarihi arka planı vardır, sosyal adalet açısından verdiği mesaj vardır, nefislerimizin terbiyesi için kendimizde olanı başkasıyla paylaşma buyruğu vardır. Amaç, tüm insanların mutlu ve barış içinde yaşayacağı, bir gelecek inşasıdır.

Sevgili mü’minler !
Kurban, Allah’a teslimiyetin ifadesidir, bu ifade doğrudur. Ancak bugün Müslümanlar bu teslimiyetin neresindedir?
Kurban, bizim gerçek anlamda kardeş olmamıza katkıda bulunan bir ibadettir, bu da doğrudur. Ancak bugün Müslümanlar bu kardeşliğin neresindedir?
Teslimiyet ruhundan, kardeşlik duygusundan uzaklaştıkça, Müslümanların hangi belalarla, hangi fitnelerle, hangi tezgâhlarla karşılaştığı bugün aşikardır. Bu tespit de doğrudur.
Ancak bugün Müslümanlar bu tezgahların, oyunların ne kadar farkındadır?
Müslümanlar, değişik güç odaklarının, mü’minlerin kanı üzerinden nasıl güç devşirdiği, mü’minleri birbirine yakın kılan iman kardeşliğinin zedelenerek nasıl kavgaya, şiddete ve düşmanlığa dönüştürüldüğünün ne kadar farkındadır?
Mü’minler, her türlü fitneye, fitnenin getireceği kargaşaya, huzursuzluk ve felaketlere karşı ne kadar uyanıktır? Mü’minlerin, basiretleri ve ferasetleri ne kadar açıktır? Asıl üzerinde durulması gereken konular bu soruların cevabıdır. Müslümanlar bu soruların cevabını bulma konusunda ne kadar organize olmuşlardır?

Sevgili mü’minler !
Müslümanlar olarak Kurban Bayramı dolayısıyla şüphesiz birbirimizi tebrik edeceğiz. Geçmişi hatırlayacağız, birbirimizle kucaklaşacağız, geleneklerimizi hatırlayacağız, kendimizi bilme ve bulmaya çalışacağız, yardımlaşma ve dayanışma konusunda daha duyarlı olacağız, egoistlikten kurtulacağız, ben değil biz düşüncesiyle hareket edeceğiz. Bu bayram vesilesiyle dünyanın diğer bölgelerinde yaşayan mazlumları da unutmayacağız.
Bu konudaki hassasiyetimiz imanımızdandır elbet. Ancak kendi bulunduğumuz bilgedeki hizmetleri unutup da uzak hedefler önümüze koyanlara karşı da uyanık olacağız. İstismar etmeyeceğiz, istismar da edilmeyeceğiz.

Sevgili mü’minler !
Kesilen her kurbanlar, akan her kurban kanı; yüzyıllar boyunca Müslümanlar olarak varlığımızı sürdürmek için verdiğimiz kurbanları hatırlatıyorsa, yüreklerimizi bu ateşle yakıyorsa, bu anlamda bize kuvvetli bir ışık oluyorsa onlar kurbandır.
Kesilen kurbanlar; mü’minlerin kanlarının, gözyaşlarının akmasını önlüyorsa, İslâm coğrafyasındaki acıyı dindirmeye vesile oluyorsa, olacaksa o zaman kurbandır.
Kesilen kurbanlar, mü’minleri birlik şuuruna erdiriyorsa veya erdirmeye yönelikse, mümin gönüllerin İslam’ın barış mesajını kavramasına vesile oluyorsa, mü’minlerin, ‘mü’minler ancak kardeştirler’ düsturunca kardeş ve ümmet olma bilincine katkıda bulunuyorsa veya bulunacaksa o zaman kurbandır.
Kesilen kurbanlar mü’minlere; “Ey Resulüm! De ki! “Benim dua ve yakarışlarım, namazım, kurbanım ve diğer tüm ibadetlerim, hayatım yani yaşayış gayem ve ölümüm sadece bütün âlemlerin Rabbi, Yaratıcısı, Yaşatıcısı ve Yöneticisi olan Allah’a kulluk içindir. (Enam 162)” şuurunu verebiliyorsa veya verecekse o zaman kurbandır. Değilse kurban değildir.
Sevgili mü’minler !
Allah’ın emir ve yasaklarına, helal ve haramlarına karşı Hz. Habil’in samimiyeti, İbrahim (a)’in sadakati, oğlu Hz. İsmail (a)’in itirazsız teslimiyeti kurbanlarımızın kabulünün şartıdır.
Hz.Âdem (a) ile başlayan kurban bir sınavdır. Allah yolunda, bize emanet ettiği malımızı ve gerekirse canımızı bile hiç tereddüt etmeden verebileceğimizin sınavıdır. Allah’a yakın bir kul olmanın vesilelerinden biri olan kurban (yakınlaşma), mal ve can emanetine sadakatin sınavıdır.

Sevgili mü’minler !
“Bu kurban ettiğiniz hayvanların, etleri de ve kanları da Allah’a ulaşmaz. Fakat asıl O’na ulaşan, sizin iyi bir kul olabilmek için gösterdiğiniz samimi gayretleriniz, yani takvanızdır. (Hac 37)”
Ayetinin ışığında hareket edenlerin kurbanları Habil’in kurbanı gibi kabul edilecektir, Kabil’in kurbanı gibi yakılmayacaktır!
Kurbanını, çıkarlarına vesile olsun niyetiyle Allah’a adayan Peygamber Adem’in oğlu Kabil’e bile torpil yapmayan Allah, bize de torpil yapmayacaktır. Kimse şuraya –buraya kurban göndermenin gururuyla kendisine pay çıkarmasın. Zira bu asrın Müslüman topluluklarının işlediği suçlar, ilk katil Kabil’in suçundan daha büyüktür.
Kurbanlar ibadeti bu suçların bir daha işlenmemesi için yerine getirilmesi gelen bir ibadettir. İnsanlara et yedirmek için yapılan bir ibadet değildir.
Körü körüne, Batılılaşma adına, İslami değerlerini, kulluk görevlerini, İslam hukuk düzenini, tüm şeytani izmlere kurban eden ve de hâlâ bundan rahatsızlık duymayanların keseceği kurbanlar niçin kabul edilsin ki?
Allah „eti ve kanı bana ulaşmaz“ deyip dururken, isterseniz kurbanlarınızı dünyanın en ücra köşesinde yaşayan insana et yedirmek için kesin. Oraya kadar gidin masraf edin, Allah bu kestiğiniz kurbanı niçin kabul etsin ki?
Kabil, kurbanı reddedilince, kin ve hasedinden kardeşini öldürürken, bugün kardeşlerini acımasızca katlederek aile ocaklarını yakanların kurbanlıkları niçin kabul edilsin ki?
Sevgi ve merhameti nefrete, ilmi cehalete, barışı savaşa, sadakati ihanete, kardeşliği düşmanlığa, doğruluk ve dürüstlüğü yalan ve iftiraya kurban edenlerin kurbanlıkları Allah niçin kabul edilsin ki?
Kurban kelimesiyle aynı manaya gelen akraba ziyaretlerini ve bayramlaşmaları sahillerde, otellerde kurban edenlerin kurbanlıklarını niçin kabul edilsin ki?
Ahlak, edeb ve hayâyı ahlaksızlığa, ticareti sahtekârlığa, hukuk ve adaleti zulüm ve haksızlığa, helalleri haramlara, evlilikleri imam nikahına, metrese kurban eden haramzâdelerin kurbanlıklarını niçin kabul edilsin ki?
Yüz yıllardan beri, kurbanlıklarımız Kabil’in torunlarının bombaları altında yakılıyor! Bu işgaller, bu savaşlar, bu sefaletler niçin ve neden yapılıyor? Hâlâ anlayamıyor muyuz?

Sevgili mü’minler !
Yeniden tövbe edelim, Allah’ın sağlam, sarsılmaz yolu İslam’a itirazsız ve şüphesiz bir imanla dönenim o zaman kurbanlarımız kabul edilecek ve yangınlar sönecektir inşallah!
Allah’ım, nifak ehlinin, küfür ehlinin eliyle yurtlarından, evlerinden ve canlarından olan kurbanlık mazlum kullarına yardım et!
Allah’ım, içimizdeki beyinsizlerin yüzünden dünyanın her yerinde sahipsiz olan kurbanlarımıza ve kurbanlıklarımıza yardım et!
Allah’ım, günümüz Nemrutlarının yeryüzünü cehenneme çeviren ateşlerini, kardeşlik, birlik ve beraberlik yağmurlarıyla İbrahim’in Cennetine çevir!
Bu vesilesiyle hayatlarını bizim yetişmemiz için kurban eden Ana ve babalarımızı ve huzur içinde Müslümanca yaşama uğruna din ve vatan kurbanlarını tüm şehid ve gazilerimizi rahmetle ve saygıyla anıyorum.
Bayramın, topyekûn insanlığın barış ve huzuruna vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum.
[1]En’âm, 6/162.
[2]Müslim, Birr ve Sıla, 30.
[3] Bakara, 2/126.