Allah‘ın
yarattığı ve haram kılmadığı bütün nimetler bizlere
helaldir. Nitekim sığır, deve, koyun, keçi gibi hayvanların
etleri de, biz insanlar için helal olan nimetlerdendir. Kur'an,
haram olan bir şeyi helal, helal olan birşeyi de haram kılmama
konusunda bizi şiddetle uyarır ve şöyle der:
"De
ki: "Peki, Allah'ın size ihsan ettiği rızıklardan, bir
kısmını helâl, bir kısmını haram yapmanıza ne dersiniz?"De
ki: "Allah mı sizin böyle yapmanıza izin verdi, yoksa siz
Allah'a iftira mı ediyorsunuz?" (Yunus 59)
"Kendi
dillerinizin yalan yanlış nitelendirmesiyle uydurduğunuz yalanı
Allah'a mal ederek "bu helâldir, şu haramdır" demeyin.
Çünkü Allah adına yalan söyleyenler asla iflah olmazlar."(Nahl
116)
"Allah
adına yalan uydurandan veya O'nun âyetlerini yalan sayandan daha
zalim kim olabilir ki? Şu muhakkak ki o zalimler felâh bulamayacak,
muratlarına eremeyeceklerdir." (En'am 21)
Bu
ayetlerden de anlaşılacağı gibi Allah hüküm koyma, haram ve
helal kılma konusunda yetkinin tamamen kendisinde olduğunu
insanlara, özellikle de Müslümanlara deklare eder. Hatta
Peygamber'ine bile bu konuda gözdağı verir:
"Şimdi
o, (kendisine bunu emanet ettiğimiz kişi,) (kendi) sözlerinden bir
kısmını Bize isnad etmeye kalkışsaydı, o'nu sağ elinden
yakalardık; ve şah damarını kesiverirdik; ve hiç biriniz o'nu
koruyamazdı!" (Hakka 45-47)
Bu
ayetlerin ışığında konumuza yaklaşmak gerekir. Konumuz helal
kesimdir. Hemen şunu söyleyebilirim, böyle bir terim İslâmî
değildir. Kesimin helali- haramı olmaz. Allah'ın koyduğu kurala
uymadan yapılan kesimden sonra haram olan et olabilir. Burada
bakmak lazımdır, ihlal edilen kural nedir? Söylenildiği gibi
besmele çekmeden kesmek mi, yoksa Allah'tan başkası adına kesim
yapmak mı? Bu kural ibadet maksadıyla kesilen hayvanlar için
midir, yoksa ticaret maksadıyla kesilen hayvanlar için de geçerli
midir? Besmelenin imani boyutu nedir?
Bahse
konu olan mesele nedir?. Kur'an durduğu yerde helal olan bir şeyi
niçin haram kılmıştır? Bu sorulara cevap arayarak konumuzu
açıklayalım:
İslamiyet'ten
önce , Arapların büyük çoğunluğu puta tapıcıydı ve her
kabilenin kendine özgü putu bulunurdu. Kâbe, Araplarca kutsal
sayılırdı. Burada Arap kabilelerinin putları bulunurdu.
En
önemli putlârı "Hubel,Lat,Menat,Uzza"dır. Araplar
putları ziyaret için Kâbe'ye gelirler ve kurban keserlerdi.
Ziyaret zamanlarında kabileler arası çatışmalar yapılmazdı ve
bu sebeple bu zamana, Haram Ayları denilirdi. Puta tapıcılık
yanında, Mecusilik Zerdüştlük, Musevilik, Hristiyanlık gibi
dinler de yaygındı. Ayrıca az sayıda Hz. İbrahim'in dinine
inananlar da vardı. Bunlara " Hanif " denilmiştir.
Putun
huzurunda yalvarmak, yakarmak, belâ ve musibetler anında yardım
etmesini, sıkıntılarını gidermesini istemek; Kâbe'deki putları
ziyaret etmek, onların etrafında tavaf etmek, onlara secde etmek,
yakarmak, putlar adına, onlara yakın olmak için kurbanlar
keserlerdi.
Putperest
Araplar, yiyecek ve de içeceklerinden, ya da ekin ve hayvanlardan
bir miktarını da putlara ve Yüce Allah'a verirlerdi, Kur'an-ı
Kerim, bunu da dile getirmekte ve yasaklamaktadır:
"Allah'ın
yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan kendilerince Allah'a bir
hisse ayırdılar da, kendi batıl iddialarınca: 'Şu, Allah'ın'
dediler, ‘şu da (ulûhiyette ortak edindikleri) putlarımızın.'
Ortakları için ayırdıkları, Allah'ın hissesine konulmaz, ama
Allah'a ait olanlar ortaklarının hissesine aktarılır. Bunlar ne
kötü hüküm veriyorlar!'" (En'am, 136)
Müşrikler,
putları için hayvan keserlerken seslerini yükseltip putlarının
adlarını zikrederlerdi. Ve şöyle derlerdi: "Lat, Menat ve Uzza
adına," Hatta hayvanı keserken bunu açıktan söylemezlerse o
hayvanı ilahlarından başkası adına kesilmiş kabul ederlerdi ve
etini yemezlerdi.
Sırf
bu sebepten dolayı, eğer bir kişi, bir Müslüman herhangi bir
hayvanı, müşriklerin yaptığı gibi, Allah'tan başkasına
yaklaşmak gayesiyle keserse, kesen kişi müşrik ve kestiği hayvan
da leştir, haramdır. ki Kur'ân-ı Kerim'de:
"Putlara
ait sunaklarda kesilen hayvanların etleri size haram kılındı."
(Maide, 3) buyurularak, böyle bir davranış şiddetle
yasaklanmıştır.
Daha
açık bir ifadeyle hayvan kesilmeden önce bizler için helaldir. Bu
hayvanı besmeleyle kesmemiz, haram olan bir şeyi helal duruma
getirmek için değildir. Kurban edilecek olan hayvanın Allah'tan
başkası adına kurban edilmediğini ilan etmek içindir.
Ben
burada, etin nasıl helal olacağı üzerinde değil, nasıl haram
olduğu üzerinde duracağım. Çünkü kesilen hayvanların etlerini
haram durumuna getiren fiilleri /davranışları bilir ve bu
fiillerden/davranışlardan sakınırsak, haram hududlarına girmeyen
et zaten helallik vasfını kaybetmeyecektir.
Kur'an'ı
Kerim'in muhtelif yerlerinde açıkça zikredildiği gibi Allah'tan
başkası adına kesilen hayvanlarin eti, Müslümanlar için
haramdır. Ancak bu ayet-i kerimelerden hareket ederek "Sadece
Allah'ın adıyla kesilen hayvanlar helaldir" diyemeyiz. Çünkü
burada, ayet-i kerimelerde kesilen hayvanların helal olmasıyla
ilgili fiil değil, haram olmasıyla ilgili fiil beyan edilmektedir.
Allah'tan başkası adına kesilen hayvanlar Kur'an'da
belirtildiği gibi elbette Müslümanlar için haramdır ve
Müslümanlar bu haramdan şiddetle sakınmalıdırlar.
Mekke
döneminde nazil olan "...Üzerine Allah ismi anılanlardan
yiyin (En'am 118) ve "... Üzerine Allah'ın ismi anılmadığı
şeyi yemeyin..." (En'am 121) mealindeki ayet-i kerimeler
Müslümanların içinde bulunduğu konuma göre değerlendirilmesi
gereken ayet-i kerimelerdir. Çünkü bu ayetler Mekkidir ve
Müslümanların söz konusu haramdan nasıl sakınabileceklerini
beyan etmektedir. Konu ile ilgili Medine'de inen ayetler ise bir
nebze ruhsatlarla yumuşatılmıştır, Ehl-i Kitap kavramıyla
yumuşatılmıştır. Putlar az da olsa fonksiyonlarını yitirmiştir
Medine'de.
Meseleyi
örneklendirecek olursak çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede
yaşayan bir Müslüman, kasaptan et alırken ve lokantada et yemeği
yerken, bu etin nasıl ve ne şekilde kesildiğini araştırmakla
mükellef değildir. Çünkü o ülke Müslümanların ülkesidir.
Buradaki genel mükellefiyet devlete ait olup, devlet konuyla ilgili
tebliğini ve tahkikatını Müslümanlar adına zaten yapacaktır.
Çoğunluğu
Müslüman olmayan bir ülkede yaşayan Müslümanlar, bulundukları
toplumun genel yapısını ve konuya olan yaklaşımlarını dikkate
almalıdırlar. Şayet bulundukları toplumda kesilen hayvanlar,
Müslümanların yaşadığı Mekke toplumunda olduğu gibi, genel
olarak Allah'tan başkası adına kesiliyorsa, bu toplumun
kasaplarındaki veya lokantalarındaki etler Müslümanlara haramdır,
değilse helaldir. Bu durumda Ehl-i Kitab'ı tanımlayarak konuyu
anlamaya çalışmak gerekecek:
Devam
edecek
Rüştü Kam
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder