28 Haziran 2016 Salı

„Hoş Gidişler Ola Başkonsolosum Ahmet Başar Şen!“

Son Elçiler Kararnamesi ile Özbekistan nezdine Türkiye Cumhuriyeti büyükelçisi olarak atanan Türkiye Cumhuriyeti Berlin Başkonsolosu Ahmet Başar Şen, Türk Eğitim Derneği’nin (TED) verdiği iftar yemeğine katılarak Berlin’den ayrılmadan önce vatandaşlarla hasbihal etti. 28 Haziran 2016 Salı 19:14 19 1 „Hoş Gidişler Ola Başkonsolosum Ahmet Başar Şen!“ 

Berlin- Türk Eğitim Derneği’nin (TED) iftar yemeğinde Berlinlilerle buluşan Şen, “Başkonsolos olarak sizinle son kez bu sofrada bulunuyorum. Burada görev yaptığım süre zarfında insanımızın problemlerinin olduğu kadar başarılarının da olduğunu hatta başarılarının daha da fazla olduğunu gözlemleme imkânım oldu.” dedi.  Şen, bir soru üzerine Türk toplumunun ilk zamanlara nazaran daha iyi durumda olduğunu, ancak bunun asla yeterli olamayacağını belirtti. İlk neslin burada elinden geleni yaptığını ifade eden Şen, sonraki nesillerin de babaları/dedeleri kadar çalışkan olmaları gerektiğini vurguladı.

 “Eğitim her şeyin başı.” şeklinde konuşan Şen, bunun için ön şartın anadil olduğunu söyledi. “Şen, gençlerin Türkiye’deki öğrenim imkânlarından –Türkçe’lerinin ve dünya görüşlerinin gelişmesi için-  faydalandırılmaları tavsiyesinde bulundu. “Şen, “En azından üniversite seviyesinde çocuklarınızı bir sömestr Türkiye’deki üniversitelere değişim programları çerçevesinde okumaya gönderin.” çağrısında bulunmayı da ihmal etmedi. 


İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkması konusunu nasıl açıklarsınız şeklindeki soruya da Şen şu cevabı verdi: “ Sadece İngiltere halkı değil, diğer Avrupa ülkeleri halkları da Avrupa Birliği’nin işleyişinden memnun değil. Halk, kaynakların çar-çur edildiğine inanıyor. Ücretler arasında dengesizlik var. Maaşlar farklı ödeniyor. Bundan sonra Avrupa Birliği daha esnek bir duruma gelebilir. O zaman Türkiye'nin olumlu görebileceği bazı gelişmeler olabilir. Türkiye AB ile egemenlik paylaşımında bulunmak konusunda daha dikkatli ve hassas bir ülkedir. Bizim tarihimiz, dinimiz, geleneğimiz farklıdır.  İngiltere’de diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi ırkçılık ve milliyetçilik giderek yükseliyor. İngiltere “Biz Büyük Britanya’yız.” havasında. İslamofobi ve yabancı korkusu çok öne çıkarıldı.  Diğer birlik ülkelerinde de İslamofobi kuvvetleniyor. 


Avrupa Birliği Avrupa'da barışı sağlamak için Kömür ve Çelik Birliği olarak kurulmuştu. Sonradan Avrupa Topluluğu oldu. Daha sonra da AB’ye dönüştü. Geldiğimiz noktada kuruluş amacından biraz da uzaklaştırıldı. Birlik üyeleri arasındaki dayanışmanın ne kadar az olduğunu anlatan bir durumdur İngiltere’nin ayrılma kararı alması. 20 yıl önce buralara gelineceğini kimse tahmin edemezdi.  


Alman Meclisi’nin ‘Soykırım yapılmıştır.’ kararına ne dersiniz? şeklindeki soruya da Şen şöyle cevap verdi. “Ben şu kadarını söyleyebilirim; soykırım denilebilmesi için, niyetin olması lazımdır, planlı bir şekilde bu niyetin hayata geçirilmesi lazımdır. Bir ırkı tamamen yok etme amacına yönelik bir niyetin olması gerekir. Belge ve bilgi olması gerekir. 30 lu yıllarda Wansee Konferansı’nda Almanlar Yahudileri nasıl yok edeceklerine dair bir irade ortaya koydular ve plan yaptılar. Soykırım böyle bir niyet üzerine bina edilir. Ayrıca Nürnberg Mahkemeleri’nde temeli atılan bir Soykırım Hukuku var. Soykırım nedir? tanımı  1948’de yapıldı.   


İddia edildiği gibi Osmanlı böyle bir niyet asla gütmemiştir. Savaş sonrası tehcir sırasında zafiyet gösteren subayları mahkeme edip suçlu oldukları tespit edilenleri idam bile etmiştir. Bu da gösteriyor ki Osmanlı soykırım ile suçlanamaz. Alman Meclisi’nin yaptığı oylama hukuki değildir, tarihi belge ve bilgilere dayanmaz, tamamen siyasidir.   Soykırım iddiaları 1960’larda başlar. 

İngilizler Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İstanbul’u işgal ettiklerinde, Osmanlı subaylarının önde gelenlerini Malta’ya sürgün etmişlerdi. Bunlara “Malta Sürgünleri” de denir. Arşivler ellerinde olmasına rağmen burada mahkeme edilen subayları Ermeni soykırımı ile suçlayacak bir tane belge bile ortaya koyamadılar ve “Malta Sürgünlerini” serbest bırakmak zorunda kaldılar. 


Alman Meclisi’nde 637 milletvekili var. Bu milletvekillerinin üçte birinden biraz fazlasının katılımıyla alınan, uluslararası hukukun her türlü şartlarına aykırı olan bu karar yanlıştır, uluslararası hukuka göre de sonuç doğurmaz, hukuksuzdur. Ama bu kararla maalesef Türkiye Almanya ilişkileri kalıcı yara almıştır.” 

 ha-ber.com/Zülfikar Kam/Berlin 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder