Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
“Tarih”i tekerrür diye ta’rif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?
Mehmet Ersoy
Şair Mehmet Akif Ersoy çok güzel özetlemiş yanlışlarımızı. Geçmişte yapılan hatalar ve ödediğimiz bedeller var. Dostlarımız var, dost zannettiklerimiz var. Aynı insanlar bugün de var. Aynı şeyleri yapıyorlar. Bizler de hiç geçmişe bakmadan aynı hataları yapıyoruz ve aynı belalar başımıza geliyor. Aynı delikten tekrar tekrar ısırılıyoruz. Sultan Abdulaziz, Osmanlı Padişahı. Osmanlı’nın düşmanları var. Abdulaziz onlarla mücadele ediyor, ancak kurulan kumpasları göremiyor, uyarılara da fazla kulak asmıyor ve hatalarının bedelini canıyla ödüyor. Osmanlı’nın ogünkü düşmanıyla, Türkiye’nin bugünki düşmanı aynıdır. Tarih tekerrür ediyor. Ancak bizler ibret almamakta direniyoruz.
Sultan Abdülaziz bir darbeyle tahttan indirildiği halde neden öldürüldü?
Doktorların cesedi incelemesine neden izin verilmedi?
Ölüm raporu nasıl hazırlandı?
Masonların bu olaydaki rolleri neydi?
Derin Tarih dergisi Mayıs ayında 139 yıldır aydınlatılamayan Sultan Abdülaziz cinayetini kapağa taşıdı. Dosyaya katkıda bulunan Mehmet Ali Beyhan, Ekrem Buğra Ekinci, Süleyman Kocabaş, Arzu Tozduman Terzi cinayetin sebeplerini siyasi, tarihi ve hukuki açıdan incelemişler. Okuyalım:
„Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilmesi ve 'hal' edildikten birkaç gün sonra odasında ölü bulunması Osmanlı tarihinin bir türlü aydınlatılamayan hadiselerinden biri. Dosya yazarlarına göre cinayete giden süreç doğrudan darbeyle ilgilidir. Darbeyi gerçekleştiren ekip, bir tertip (komplo) neticesinde iş başına geldi. Sultan Abdülaziz, Veliahd Murad Efendi etrafında birleşenlerin gerçekleştirdiği bir darbe sonucu tahttan indirildi. Darbenin, İstanbul'daki Prodos Mason Locası üzerinden uluslararası bir boyutu da bulunmaktadır.
Cuntadakilerin Abdülaziz'e karşı farklı hesapları vardı. Midhat Paşa'nın şahsında tecessüm eden Yeni Osmanlıların amacı, meşruti bir monarşi ve anayasaya dayalı parlamenter bir sistem getirmekti. Ancak Abdülaziz böyle bir sistem için engeldi. Bu sebeple cemiyet çalışmalarını, Veliahd Murad Efendi ile sürdürdü. Ayrıca Abdülaziz'in orduyu çağının modern silahlarıyla donatması, donanmayı dünyanın -İngiltere ve Fransa'dan sonra- 3. deniz gücü haline getirmesi, tahta çıkışından itibaren 450 km. uzunluğundaki demiryollarını üç katına çıkarması onu uluslararası güçlerin hedefi haline getirmişti.
İngiltere meşruti bir yönetimin kendi çıkarları açısından daha avantajlı gördüğünden Sultan Abdülaziz'in muhaliflerine destek verdi. Ayrıca Sadrazam Mahmud Nedim Paşa'nın Rusya'ya yakınlığı da İngilizleri rahatsız eden unsurlardan biriydi. Bu sebeple İmparatorluğun yönetimini kontrol edebilmek amacıyla İngiltere ve Mason locaları meşrutiyet taraftarlarını desteklemiş, hatta Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilmesi ve öldürülmesinde aktif rol oynamışlardı.
Cuntanın Abdülaziz işbaşında kaldıkça emellerini gerçekleştiremeyecekleri aşikârdı. Bu yüzden onu devirmek ve meşrutiyeti ilan edeceğine söz veren Mason Veliahd Murad Efendi'yi tahta çıkarmak amacıyla darbeye giriştiler. Midhat Paşa Padişah'tan bir şekilde kurtulmak isteyen devlet ricaliyle, yani Şeyhülislam Hasan Hayrullah, Bahriye Nazırı Kayserili Ahmed Paşa, Askerî Şurâ Reisi Redif Paşa, Fetva Emini Filibeli Kara Halil Efendi, Şirvanizade Ahmed Hulusi Efendi, Serasker Hüseyin Avni Paşa ve Askerî Mekteb Kumandanı Süleyman Paşa ile Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilmesi hususunda anlaştı.
Medrese öğrencilerinin dersleri boykot ederek sokağa çıkarılması ve ayaklandırılması kararı Midhat Paşa'nın konağında yapılan bir toplantıda alındı. Çıkarılan karışıklar sonucunda amacına ulaşan cunta kabineyi ele geçirmeyi başardı. Ardından da 29 Mayıs 1876'da saray kuşatılarak Şehzade Murad Efendi dairesinden çıkarılmış ve kendisine çete mensuplarınca biat edilmiştir. Sultan Abdülaziz Topkapı Sarayı'na hapsedildi. Birkaç gün sonra Feriye Sarayı'na nakledilen Sultan Abdülaziz, burada kendisine reva görülen pek çok eziyetten sonra 4 Haziran 1876'da ölü bulundu. Sultan'ın intihar ettiği duyuruldu oysa bir cinayete kurban gitmişti. Küçük bir makasla iki bileğini birden kesmesi imkansızdı.
Cunta Sultanı öldürmekle kalmadı. İhtilal sırasında Abdülaziz'in mal varlığı dışında padişahın annesi, eşleri ve bütün harem halkının mücevherleri ve kıymetli eşyalarına da el konuldu. Elde edilen servet de V. Murad'ın borçları için kullanıldı. Bu darbe sırasında haremde yaşananlar ise ilk kez karşılaşılan hadiselerdi.
Sultan V. Murad nasıl Mason olmuştu?
Sultan Abdülaziz, 1867'de Avrupa seyahatine çıktığında yanında Murad Efendi'yi de götürmüştü. İngiliz Veliahdı Prens Edward liberal fikirleri sebebiyle Murad Efendi'ye yakın ilgi göstermiş, dahası masonluk hakkında bilgi vererek teşkilata girmesini istemişti. 1872'de Edward'dan Murad Efendi'ye mason olması için bir teklif mektubu geldi. Mektup Prodos Locası Üstad-ı Azamı Kleanti Skaliyeri tarafından özel doktoru yine bir mason olan Kapolyon aracılığıyla ulaştırılmıştı. Bunun üzerine Veliahd Murad Efendi Dolmabahçe Sarayı'nın tenha bir odasında yapılan basit bir törenle mason yapılarak adı geçen locaya kaydedildi (Ziya Şakir, Çırağan Sarayında 28 Sene, İst., 1943, s. 57). Kurbağalıdere'deki köşkünde veya Mısır seyahati sırasında tekris edildiği de rivayet edilir.”
Rüştü Kam