22 Ekim 2011 Cumartesi

Bazıları dil istismarı yapıyor bazıları da din, arada kalan vatandaş oluyor



Rüştü Kam 15.09 2011

Tabii ki İş Bankası’nı kutluyorum. Üç tane kitap belirlemiş, bastırmış ve dağıtıyor. Böyle bir davranış ancak alkışlanır. Bu davranışın başka kurumlara da örnek olmasını ümit ediyorum. Ancak böylesine güzel bir çalışmanın daha da güzel olabileceğini düşünerek bazı teklifler sunmak istiyorum.

Bu kitaplar Türkiye şartları göz önünde bulundurularak hazırlanmış. Türkiye dışında yaşayan ve Türkçeleri oldukça zayıf olan insanlar düşünülerek hazırlanmamış. Yazılar çok küçük. Biri hariç diğer kitapların seviyesi de oldukça yüksek.

Çocuklara kitap dağıtılıyor, bu güzel. Nasıl bir kitap? Çocukların anlayamayacağı sevide bir kitap. Olsun kitap dağıtılıyor ya, farketmez, bu da güzel. Peki çocuklardan karnelerinin getirilmesi  neden isteniyor? Karne ne işe yarayacak? Karnesini getirmeyen çocuk kitap alamayacak mı veya karnesi zayıf olan çocuğa kitap verilmeyecek mi? Onu anlamak mümkün değil.

Maksat çocuklarımızın  Türkçe konuşma ve anlama seviyelerini yükseltmekse, bu kitaplar niçin sadece İş Bankası’ndan dağıtılıyor? İş Bankası, Berlin’de hizmet veren sivil toplum kuruluşlarıyla yardımlaşarak bu kitapları dağıtsa daha şık olmaz mıydı?

Ben kitap almak için İş Bankası’nın Kreuzberg şubesine gittim, “
-Çocuğunuzla beraber gelmeniz lazım” dediler. Hem de çocuk karnesiyle beraber gelecek dediler.  
-Neden çocuğumla beraber geleceğim” dedim, “
-Kural böyle dediler”. “
-Şimdi ben Wedding’ten buraya kadar geldim, kitap almak için geldim,. ben geriye kitap almadan mı döneceğim dedim.
-Üzgünüz dediler. .

İş Bankası para dağıtsa, anlayacağım; belki çocuğuma parayı vermeyeceğim düşünülebilir. Ben kitap alacağım, okumak için kitap alacağım, parasız dağıtıyoruz dedikleri kitabı alacağım, kitap okumanın dışında başka ne yapılabilir  ki...?

Diyelim ki Spandau’da oturan bir vatandaşımız var. Reklamı duydu, kitap alacak. Kreuzberg’e gitmesi lazım veya Wedding’e. Üstelik yanında çocuğu da olması lazım, hem de karnesiyle birlikte.

Eğer U-Bahn bileti yoksa 9,20 Euro’da bilet parası ödemesi lazım. Kitapları para ödeyerek alsa, bu durumda  daha ucuza alması mümkün.

Yapılan hizmetler maalesef vatandaşa en kısa yoldan en ucuza nasıl ulaştırılır, bu’nun hesabı yapılmıyor. Biz böyle istedik, böyle düşündük, bir de gazete çağırırız, birkaç resim, bir de tanınmış bir sima olursa olay tamam.
Al sana reklam. Hizmetten ziyade,  tamamen reklam kokan bir uygulama.

Bu tip uygulamaları protesto etmek lazım diye düşünüyorum. İş Bankası çocuklarımızın Türkçelerinin gelişmesine yardımcı olacaksa, bunun yolu banka önlerinde kitap dağıtmaktan geçmemelidir. İş Bankası parası olan bir kurumdur. Hem de yıllardır yaptığı para transferlerinden vatandaşlarımızdan oldukça yüklü paralar kazanmış bir kurumdur.

Bence bunun yolu Türkçe dil kursu açmaktan geçer. Uygun görülen bazı ilçelerde Türkçe dil kursları açılır ve bu kursların giderleri İş Bankası tarafından ödenir. İşte o zaman yapılan hizmet, hizmet olur. vatandaşı düşünmek olur.

Hep dini duygular tetiklenerek vatandaş istismar edilecek değil ya, bazıları da işte böyle dil istismarı yaparak vatandaşı istismar ediyor.

İş Bankası bedavaya kitap dağıtıyormuş(!).
Kime dağıtıyormuş? Karnesini yanında getiren çocuğa(!)
Çocuk yalnız mı gelecekmiş? yok karnesiyle.
Yanında anası veya babası gelmeyecek miymiş...?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder