Rüştü Kam
15.09 2011
Tabii ki İş Bankası’nı
kutluyorum. Üç tane kitap belirlemiş, bastırmış ve dağıtıyor. Böyle bir
davranış ancak alkışlanır. Bu davranışın başka kurumlara da örnek olmasını ümit
ediyorum. Ancak böylesine güzel bir çalışmanın daha da güzel olabileceğini
düşünerek bazı teklifler sunmak istiyorum.
Bu kitaplar Türkiye şartları
göz önünde bulundurularak hazırlanmış. Türkiye dışında yaşayan ve Türkçeleri
oldukça zayıf olan insanlar düşünülerek hazırlanmamış. Yazılar çok küçük. Biri
hariç diğer kitapların seviyesi de oldukça yüksek.
Çocuklara kitap dağıtılıyor, bu
güzel. Nasıl bir kitap? Çocukların anlayamayacağı sevide bir kitap. Olsun kitap
dağıtılıyor ya, farketmez, bu da güzel. Peki çocuklardan karnelerinin
getirilmesi neden isteniyor? Karne ne
işe yarayacak? Karnesini getirmeyen çocuk kitap alamayacak mı veya karnesi
zayıf olan çocuğa kitap verilmeyecek mi? Onu anlamak mümkün değil.
Maksat çocuklarımızın Türkçe konuşma ve anlama seviyelerini
yükseltmekse, bu kitaplar niçin sadece İş Bankası’ndan dağıtılıyor? İş Bankası,
Berlin’de hizmet veren sivil toplum kuruluşlarıyla yardımlaşarak bu kitapları
dağıtsa daha şık olmaz mıydı?
Ben kitap almak için İş
Bankası’nın Kreuzberg şubesine gittim, “
-Çocuğunuzla beraber gelmeniz lazım”
dediler. Hem de çocuk karnesiyle beraber gelecek dediler. ”
-Neden çocuğumla beraber
geleceğim” dedim, “
-Kural böyle dediler”. “
-Şimdi ben Wedding’ten buraya
kadar geldim, kitap almak için geldim,. ben geriye kitap almadan mı döneceğim
dedim.
-Üzgünüz dediler. .
İş Bankası para dağıtsa,
anlayacağım; belki çocuğuma parayı vermeyeceğim düşünülebilir. Ben kitap
alacağım, okumak için kitap alacağım, parasız dağıtıyoruz dedikleri kitabı
alacağım, kitap okumanın dışında başka ne yapılabilir ki...?
Diyelim ki Spandau’da oturan
bir vatandaşımız var. Reklamı duydu, kitap alacak. Kreuzberg’e gitmesi lazım veya
Wedding’e. Üstelik yanında çocuğu da olması lazım, hem de karnesiyle birlikte.
Eğer U-Bahn bileti yoksa 9,20
Euro’da bilet parası ödemesi lazım. Kitapları para ödeyerek alsa, bu durumda daha ucuza alması mümkün.
Yapılan hizmetler maalesef vatandaşa
en kısa yoldan en ucuza nasıl ulaştırılır, bu’nun hesabı yapılmıyor. Biz böyle
istedik, böyle düşündük, bir de gazete çağırırız, birkaç resim, bir de tanınmış
bir sima olursa olay tamam.
Al sana reklam. Hizmetten
ziyade, tamamen reklam kokan bir
uygulama.
Bu tip uygulamaları protesto
etmek lazım diye düşünüyorum. İş Bankası çocuklarımızın Türkçelerinin
gelişmesine yardımcı olacaksa, bunun yolu banka önlerinde kitap dağıtmaktan
geçmemelidir. İş Bankası parası olan bir kurumdur. Hem de yıllardır yaptığı para
transferlerinden vatandaşlarımızdan oldukça yüklü paralar kazanmış bir kurumdur.
Bence bunun yolu Türkçe dil
kursu açmaktan geçer. Uygun görülen bazı ilçelerde Türkçe dil kursları açılır
ve bu kursların giderleri İş Bankası tarafından ödenir. İşte o zaman yapılan
hizmet, hizmet olur. vatandaşı düşünmek olur.
Hep dini duygular tetiklenerek vatandaş istismar edilecek değil ya,
bazıları da işte böyle dil istismarı yaparak vatandaşı istismar ediyor.
İş Bankası bedavaya kitap
dağıtıyormuş(!).
Kime dağıtıyormuş? Karnesini
yanında getiren çocuğa(!)
Çocuk yalnız mı gelecekmiş? yok
karnesiyle.
Yanında anası veya babası gelmeyecek
miymiş...?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder