Gülmeyi unutmuş, sevgiye muhtaç,
evinden yurdundan edilmiş insanların elinden tutmak, onların acılarına
ortak olmak ve yaralarını sarmak anlamlı bir davranış. Berliner
Athletik Klub (BAK) 07 sığınmacılar için kolları sıvamış. Sığınmacıları
bulundukları yerlerden otobüslerle taşıyarak kendi sahası
Poststadion'da RB Leipzig 2' takımı ile yapacağı karşılaşmaya getirmiş.
Almanlar, Türkler ve Araplar tribünlerde yerlerini almışlar. Tezahürat
yapıyorlar. Tempo tutuyorlar, hep birlikte alkışlıyorlar takımlarını.
Elde edilen gelir Berliner Stadtmission ve Moabit Hilft adlı kurumlara
bağışlanacakmış.
Maça gelerek mültecilerle yapılan
dayanışmaya destek olan tüm futbolseverlere teşekkür eden BAK 07
Yönetimi, “BAK 07 Kulübü olarak kentimize gelen mültecilerle dayanışmayı
sorumluluk ve görev bildik. Futbolun birleştirici fonksiyonu gereği
savaşlardan ve baskılardan kaçarak ülkemize sığınan insanların bir gün
de olsa iyi dakikalar geçirmelerini amaçladık. Ülkemizde mültecilere
karşı saldırılarda bulunanlar Almanya’nın karanlık yüzü. Pazar günü dayanışma gösteren Berlinliler ise bu ülkenin aydınlık yüzüdür” açıklamasını yaptı.
Ne güzel bir organizasyon, ne güzel
bir davranış. Mehmet Ali Han ve ekibini tebrik ediyorum. Öncülük yapmış,
özveride bulunmuş, yüreğini ortaya koymuş, güzel bir dayanışma.
Bu vesileyle bir daha vurgulamak
isterim. Fazla ilgi göstermediğimiz alanlardan biri de spor
kulüpleridir. Gençlere hizmet eden, onlara kapılarını açan, onları kötü
alışkanlıklardan uzaklaşmaları için tedbirler alan spor kulüpleri
mutlaka desteklenmelidir. Sadece mültecilere yardım yapılacağı zaman
değil, bu gibi etkinliklerin dışında kalan zamanlarda da sporseverler
Türk kulüplerini desteklemelidirler.
Çocuklar aileleri tarafından
cinsiyet ayırımı yapılmaksızın spora yönlendirilmelidirler. Onların
temel becerilerinin geliştirilmesi, yeteneklerinin tespit edilerek,
başarılı sporcuların tespit edilmesi ve yetiştirilmesi gerekmektedir.
Yetenekli gençlerimiz tespit edilmeli ve desteklenmelidirler. Bunun için
de ailelerin spor kulüplerini sahiplenmeleri ve desteklemeleri, spor
kültürüne sahip olmaları açısından önemlidir.
Dolayısıyla ailece aynı heyecanı duyabilecek, başarıyı, yenilgiyi paylaşmayı birlikte hissedeceklerdir.
Böylece spor, kuşaklar arası
çatışmayı azaltarak, kaynaşmayı sağlayacaktır. Amacımız iyi ilişkiler
sağlamak, iyi insan yetiştirmek olmalıdır. Bir Çin Atasözü vardır: „Her
yıl mahsul alacaksan buğday yetiştir, on yılda bir mahsul alacaksan ağaç
yetiştir, devamlı mahsul almak istiyorsan insanı yetiştir.“
Her konuda olduğu gibi, çocuğun
spora yönelmesinde de ailenin rolü büyüktür. Toplumumuzda kız çocukları
ve kadınlar için spor, bir lüks olarak görülmüş ve erkeklere yönelik bir
etkinlik olarak yorumlanmıştır. Erkeklerin sportif etkinliklere
katılmalarına bayanlara kıyasla daha sıcak bakılmıştır. Kız çocukları
sportif faaliyetlerde, fiziki özellikleri ve geleneksel sebeplerden
dolayı hep ikinci planda kalmışlardır.
90'lı yıllarda eğitim uzmanı olarak
çalıştığım bir kurumda, “kız çocukları için sigara içme salonları
açalım” diye tekliflerde bulunmuştum. Tepki ile karşılandım. Amaç sigara
salonu açmak değildi elbet. Bilhassa cami cemaatinin kız çocuklarının
içinde bulunduğu acıklı durumu önceden gördüğüm için bu teklifi
yapmıştım. Teklifim kabul görmedi. Deve kuşu gibi başlarını toprağa
gömen aileler bazı gerçekleri ya görmüyor ya da görmek istemiyordu veya
kabullenmek istemiyorlardı. Teklifim aynen şöyleydi: “Sizler bu
salonları açmazsanız, çocuklarınız gidecek bir salon bulur, oraya gider.
Senin açtığın salonda çay kahve içer, sohbet eder, müzik dinler,
oyununu oynar, sigarasını içer sonra da eve gelir. Kendi bulduğu salona
giderse, sigarasını içer, birasını içer, arkasından başka şeyler içer,
sonra da evden gider, tercih sizin” demiştim. Aradan yıllar geçti.
Sorunlarda fazla iyileşme olmadı.
Aynı teklifi bugün yeniden
yapıyorum. Mehmet Ali Han’ın yaptığı bu güzel organizasyon beni
gururlandırdı ve aynı zamanda umutlandırdı. Bu teklifim Sayın Han’adır.
Sayın Han, profesyonellik iyidir, güzeldir, ama bizlerin
profesyonellikten ziyade, kendi insanımıza sahip çıkmak gibi bir de
görevimiz vardır. Kız çocuklarımız için de spor yapma imkânları
sağlanmalıdır. Onların da spor yapmaları, stres atmaları, sağlıklı
kalmaları ve özgüven sahibi olmaları gerekir. Bunun için onlara imkânlar
sunulmalıdır. Gençlerimizin, genç kızlarımızın rahatça gidip
gelebilecekleri, eğitim amaçlı spor kulüpleri açılmalıdır. Berlin’in her
ilçesinde açılmalıdır. Böyle bir çalışmanın altına imza atmak,
gelecekte sizlerin hayırla yâd edilmenize vesile olacaktır.
Rüştü Kam
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder