15 Ekim 2023 Pazar

Laiklik

Laiklik Rüştü Kam Merhaba Dergisi 2023 Laiklik (laïcisme) Yunanca laikos kelimesinden türetilmiştir. Ruhbanlığa, kilise teşkilâtına, hatta dinî alana ait olmayan, halktan biri olan anlamına gelir. İlk defa XVI. yüzyılda İngiltere’de kullanılmıştır. Amaç, papaz olmayanların da kiliseleri yönetebilmeleridir. Laiklik 1870 yılından itibaren Fransa’da kullanılmaya başlanmıştır. 1937 yılından itibaren de Türkiye’ de. Türkiye, anayasasında laiklik maddesi olan beş ülkeden biridir. Fransa, Japonya, Meksika, Portekiz, Türkiye. Avrupa ülkelerinin anaya-sasında laiklik maddesi yoktur. Laiklik batıda dinsizlik anlamında kullanılmaz. Din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması, dinin özgür bırakılması anlamında kullanılır. Ancak Türkiye'de böyle değildir. Türkiye’de devlet dine müdahale eder. Türkiye’de Diya-net işleri Başkanlığı vardır. Cumhurbaşkanlığına bağlıdır. İmamlar müftüler devlet me-murudur. Oysa Laik Fransa'da birçok okul, hastahane, sosyal dernek ve kuruluş kiliseye bağlıdır. Kilise kendi vergisini kendisi toplar, kendi alanında özerktir. Egemenlik kilise ile paylaşılmıştır. Fransız laiklerin 1780’lerde sokağa dökülmelerinin sebebi, kilisenin devleti yönetmeye kalkmasıdır. Tanrı'nın buyruğu gereği Sezar'a ait olması gereken, servet (Hazine ve araziler), silah (Ordu) ve iktidar (siyasi otorite), haksız bir şekilde ve Tanrı buyruğunun hilafına kilise tarafından ele geçirilmiştir. “Tanrı'nın hakkı Tanrı'ya, Sezar'ın hakkı Sezar'a” olacaktır. Her ne kadar “Sezar da Tanrı'ya ait” olsa da Tanrı böyle istemektedir.. Türkiye'de din konusunda çok ciddi bir bunalım vardır. Halk dinli ve dinsiz olarak ikiye ayrılmıştır. Cumhuriyet ideallerine bağlı olanlar dinsiz, cumhuriyete karşı olanlar ise dinli gibidir, öyle lanse edilir. Anlayış böyledir. Bu anlayış Türk halkını ikiye bölmüştür. İnan-cından dolayı başını örtenler Cumhuriyet düşmanı olarak görülür ve devlet memuru ola-mazlar(dı). Üniversitelerde okuyamazlar(dı), bunun için geçmişte üniversitelerde ikna odaları bile kurulmuştur. Türkiye’de uygulanan laiklik değildir din düşmanlığıdır. İslâm'da ruhbanlık yoktur ki, la-iklik olsun. Türkiye laik değildir. Hiç olmamıştır. Laikliği dinsizlik olarak algılamak hukuki değildir. Özellikle de bir İslâm ülkesinde, laikliği Müslüman bir halka dayatmak hukuken hiç mümkün değildir. Bu laikliğin şartı da değildir. Selçuklu ve Osmanlı Devletleri; hoşgörü, tolerans, din özgürlüğü gibi değerler üzerine kurulmuştur. Bu şekilde uygulamaya da konulmuştur. Demokrasi, dini özgürlük ya da insan hakları gibi evrensel değerler Selçuklunun ve Osmanlının insan hakları açısından olmazsa olmazlarıdır. Türkiye’de bugün uygulandığı gibi bir laiklik insan hakları açısından şaibelidir. Hiçbir hu-kuka uymaz. Cumhuriyet de aynı şekildedir. Cumhurun değerlerine sahip çıkmayan bir cumhuriyet, halkına zulmeder. Laiklik olmadan cumhuriyet, cumhuriyet olmadan demokrasi olmaz gibi söylemler, sadece boş bir iddiadan öteye geçmez. Sonuç olarak, dinin mi siyasete, siyasetin mi dine bağlı olması gerektiği sorusu anlamsızdır. Doğru olan iki tarafın da birbirine karşı tarafsız kalmalarıdır. Özerk olmala-rıdır. Vesayete ihtiyaç duymamalarıdır. Vesselam.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder