24 Eylül 2012 Pazartesi

ŞİRVAN ÜNAL BEY'E CEVAPTIR (KURBAN IV) -ha-ber.com sitesindeki yazıma yazılan bir yorum için-

03 Kasım 2011 Perşembe, 13:05 tarihinde Rüştü Kam tarafından eklendi
Şirvan Bey,
yazılarımı zevkle okuduğunuzu söylüyorsunuz, beni mutlu ettiniz. Bir yazarın en büyük arzusu okunmaktır. Ayrıca zevkle okunmak ifadesi  fevkalade önemlidir, teşekkür ediyorum. Bu arada benim sizlerle her Pazartesi buluşmama vesile olan sitenin sahibi Sefa Doğanay Beyefendi'ye de teşekkür etmeden geçemeyeceğim.
İsteğinizi yorum olarak yerine getirmeye çalışacağım, bundan dolayı da yorumun adına KURBAN (IV) başlığını koydum:
Kurban farz veya vacip olan bir ibadet değildir. Sünnet olan bir ibadettir. Her sene yerine getirilmesi gereken sünnet bir ibadet de değildir. Ömrünüzde bir kere bu ibadeti yerine getirmeniz yeterlidir. Hatta bu ibadeti ömrünüzde bir kez aileniz adına da yerine getirebilirsiniz.
Diğer İslâm ülkelerinde uygulama  böyledir. Hanefi mezhebine de vaciptir diye geçti. Bu vaciplik konusu diğer mezheplerde yoktur. Kevser suresi bu konuda delil gösterilir. Ancak bu delile diğer mezhepler itibar etmemişlerdir. Zamanımızın bazı alimleri de aynı şekilde itibar etmemektedirler.
Bu düşüncelerimden, benim kurbana karşı olduğum anlaşılmasın. Ben kurbanın istismarına karşıyım. Arzum kurbanın doğru anlaşılmasıdır. Allah bir şeye farz dediyse o farzdır. O farz demediyse biz bir şeyi farz kılamayız. Sonra bir ibadetin sünnet olması o ibadetin önemsiz olduğu anlamına gelmemelidir. Fazla kurban toplayacağız diye Allah'ın buyruklarını çarpıtmamak gerek. Kurban maalsef istismar edilen mali ibadetlerdendir. Bu istismara malzeme olmayalım istiyorum ben.
Biz Berlin'de, Türk Eğitim Derneği ve İlahiyatçılar Derneği birlikte Kurban Bayramı'nı sokak şenliği olarak kutluyoruz. Bu sene üçüncüsünü yapacağız bu şenliğin.  Ama kimseden teşvik ederek kurban almıyoruz. Üyelerimize soruyoruz, kurban kesecek misin? Keseceğim derse, burada kes Allah'ın rızasına daha uyugundur diyoruz. Kurban vesilesiyle İslâm'ın güzelliklerini Alman dostlarımızla birlikte paylaşalım diyoruz. Çocuklarımız Kurban Bayramı havasını teneffüs etsin diyoruz. Kabul edenlerin kurbanlarını kestirip kavurma yaptırarak sokak şenliği çerçevesinde halka taktim ediyoruz. Bu sene bin kişilik bir organize yaptık. Bu uygulamanın gelenek haline gelmesidir arzuladığımız.
Bayramlarımıza çocuklarımız gereken önemi vermiyorlar. Çünkü bizler tanıtımlarımızı Almanya dışında yapıyoruz.
Zekat dışarıya gidiyor, kurban dışarıya gidiyor, çocuğa ne kalıyor? Hiç birşey.
Camilerde salonlarda değil, bu bayramlar şenlik olarak sokaklarda kutlanmalıdır. Almanya sokak şenliği konusunda oldukça hoşgörülü bir ülkedir, gelenek oluşmuştur. Biz bu geleneğin bizim dînî bayramlarımız konusunda da oluşmasını  istiyoruz.
Kimseye, "Hali vakti yerinde olupta kurban kesmeyen mescidimize yaklaşmasın" da demiyoruz. Biz kimseye Peygamberimiz için kurban kesiyoruz da demiyoruz. Kurban keseceksen burada kes ve Alman komşularımızla birlikte yiyelim diyoruz. Biz yukardaki hadisin uydurma olduğuna inanıyoruz. Bu düşüncemizi de açıkça söylüyoruz.
İslam yerinden yönetimi esas alır. Kurban ve Zekatlar nerede yaşıyorsak orada toplanmalı ve orada halka arzedilmelidir. Kardeşlik görevi için yardımlarımızın kırkta biri kadarı başka yerlere gönderilebilir. Ancak otuz dokuzu kendi yaşadığımız yerde kalmalıdır. Çocuklarımızın hali bellidir. Dışarıya bağlı olarak yerine getirilen bir mali ibadeti savunupta çocuğundan şikayet etmek çelişkidir.
Sadakaların verileceği yerler arasında "Kalplerini İslâm'a ısındırmak istediğimiz insanlar vardır, İslâm'a olan zararlarını azaltmak istediğimiz insanlar vardır."
İşte bu insanlar Avrupa ülkelerindedir. Neden onlar için organize çalışmalar yapılmaz da sadakalar hep Afrika ülkelerine gider? Bu konularda duygusallığa yer yoktur. Aklımızla hareket etmek zorundayız. Emperyelizme destek vermek, hem de ibadet aşkıyla destek vermek çelişkidir.
Allah derki; "Aklınızı çalıştırmazsanız sizi pislik içinde bırakırım." Bizim içinde bulunduğumuz durum pislik değil de nedir? Kaç tane aile çocuğuna söz geçiriyor? Bu kadar çok olan bu boşanmaların sebebi nedir? Evlilikler neden kısa sürelidir? İnsanlar neden depresyon hastasıdır, bilhassa kadınlarımız neden depresyondadır? Bunlar pislik değil de nedir?
Kendi evinde yangın olan insan başkasının evindeki yangını söndürmeye gidemez. Giderse kendisi yanar. Kurban et yeme bayramı değildir. Et vesilesiyle kucaklaşma, sevinçleri paylaşma bayramıdır. Allah derki;" Kurbanın ne eti ne de kanı bana ulaşır, bana ulaşan sizin takvanızdır." Niyetinizdir, duruşuzdur, anlayışınızdır.
Allah'a emanet olunuz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder