Başbakan yardımcısı Sayın Bekir Bozdağ, Berlin Büyükelçiliği'nin
verdiği sabah kahvaltısında (20.01.2012) Berlin'de hizmet veren sivil
toplum örgütlerinin(STK) çatı kuruluşlarının başkanlarıyla bir araya
geldi. Abartılı olmayan bir kahvaltı sofrası etrafında samimi bir
ortamda gerçekleşti sohbet. İnsanımızın problemleri ve bu problemleri
çözmek için STK'ların yaptıkları çalışmalar konuşuldu. Bu çalışmaların
yetersiz kaldığı noktalarda Türkiye'nin yapması gerekenler üzerinde
teklifler kondu masaya.
Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Sayın Hüseyin Avni Karslıoğlu'nun
yaptığı açış konuşmasıyla sohbet başladı. Karslıoğlu „Bu tür
toplantılarda, gençleri görmeye başlamamız lazım, onlara el verme
zamanı gelmiştir" diyerek sözünü sonlandırdı. Yani, her toplantıda
aynı yüzler ve aynı konuşmalar yapılıyor, gençlere yol verin de
sorunları burada doğan büyüyen o gençlerden dinleyelim artık demeye
getirdi sözü. Haksız da değildi hani.
Karslıoğlu fazla uzatmadan, Başbakan Yardımcısı Sayın Bekir
Bozdağ'a verdi sözü. Bozdağ'ın açış konuşması kısa sürdü. Daha ziyade
STK'ların temsilcilerini dinlemeyi yeğledi. Hem açış konuşmasında ve
hem de soruların cevabında Bozdağ'ın altını çizdiği konuları şu
şekilde özetlemek mümkün:
"Her bakan geldiğinde dertlerimizi anlatıyoruz ama bir arpa boyu yol
alamıyoruz demeyin, yapılanlar sizin anlattıklarınızın neticesidir.
Sorunlarınızın önemli bir bölümünü çözdük, çözmeye de devam ediyoruz ve
devam edeceğiz.
Örgütlü yapılanmaların önemi çok büyüktür. STK'ların önemini
yadsıyamayız. Sizlerin Türkiye'ye yönelik çalışmalar yerine Almanya'ya
yönelik çalışmalar yapmanız lazım. Buranın siyasetinde, iş dünyasında
daha fazla söz sahibi olmanız lazım.
Başarılı olmak için eşit katılım şarttır, bunun için çalışmanız
lazım. Türkiye'nin siyasetine yönelik ayrışmaların size faydası olmaz,
yoktur. Bırakın Türkiye'dekiler kendi mücadelelerini kendileri
yapsınlar, sizler buraya bakınız, omuz omuza vererek bu çalışmaları
yapınız, eğer böyle yapmazsanız; çocuklarınızı kaybedersiniz.
Bizde bir atasözü vardır, "Doğduğunuz yer değil, doyduğunuz yer"
diye. Doğduğumuz yer evet çok kıymetlidir, ama siz yüzünüzü doyduğunuz
yere çeviriniz. Bugün vatandaşlarımız cenazelerini burada bırakmaya
başladılar, torunları burada yaşıyor. Türkiye'deki kavgaları buraya
taşımak size zarar verir.
Entegrasyonun modası geçmiştir, sizler eşit katımın mücadelesini
yapın. Berlin Duvarı yıkıldı ama, Almanlardaki ön yargılar hâlâ
yıkılmadı, bunun mücadelesi verin. Irkçılıkla mücadele edin. Almanlarla
kaynaşmaya özen gösterin, öryargılarını haklı çıkaracak
davranışlarınız olmasın.
24 saat sizin aleyhinizde olan siyasi partilerle, kurum ve
kuruluşlarla oturup kalkmayın. Size değer veren siyasi partilere oy
verirseniz ve bu işi parçalanmadan yaparsanız sizi kaale alacaklardır,
paramparça olursanız ve her biriniz ayrı ayrı partilere destek
verirseniz sizi kimse kaale almaz. Sizlerin buradaki oy potansiyeliniz
iktidarları değiştirmeye yetecek sayıya ulaşmıştır. Sizi yok etmeye
çalışan oğlunuz bile olsa ondan uzak durun. Sizin varlığınıza tahammül
edemeyen partilerin içinde Türk aday var diye parti desteklenmez,
Türklerin haklarına değer verenler desteklenir. Uygun parti ve uygun
aday arayın, bunun Türk olması şart değildir.
Dininize ve Dilinize sahip çıkın. Dininizin değerini Dilinizin
değerini iyi bilin. Çocuklarınıza Dinini ve Dilini mutlaka öğretin.
Almanlar, vize konusunda sıkıntı yapıyorlar, sanıyorlar ki, vize
kolaylığı sağlanırsa Türkler buraya gelecek; yanılıyorlar, 'Almanya'dan
Türkiye'ye giden paranın daha fazlası, bugün Türkiye'den Almanya'ya
akıyor. Bunu görmüyorlar."
Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın geleceği konusunda mücadele
veren herkesin, Sayın Bozdağ'ın ve Sayın Büyükelçi'nin bu tavsiyelerine
katılmaması mümkün değildir. Her iki devlet büyüğümüze de teşekkür
ediyorum.
Umulur ki STK temsilcileri de bu tavsiyelerden gerekli dersi
çıkarırlar da, birbirlerinin ayağına basmayı bırakırlar ve birbirlerine
omuz vererek istenilen değişim ve dönüşümü gerçekleştirmek için
anlamlı bir yarışa girerler.
Rüştü Kam
Rüştü Kam'in ha-ber.com'da yayınlanan tüm yazıları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder