14 Ocak 2013 Pazartesi

KUR'ÂN'IN TOPLANMASI, ÇOĞALTILMASI, HAREKELENMESİ (I)

14 Ocak 2013 Pazartesi, 13:43 · tarihinde Rüştü Kam tarafından eklendi
Bu notunun önizlemesidir.
Kaydetmek için "Yayınla"ya, değiştirmek için "Düzenle"ye tıkla.
Kur'ân'ın Hz. Peygamber Devrinde Yazılması Ve Ezberlenmesi

Olaylara uygun olarak zaman aralıklarıyla inen ve 23 senede tamamlanan Kur'ân'ı, Hz. Peygamber vahiy kâtiplerine yazdırmıştır. Kur'ân Hz. Peygamber hayattayken yazılmıştır. Yalnız vahiy devam ettiği için sırayla, toplamaya imkân olmadığından bu yazılanlar dağınık halde kalmıştır.

Âyetler yazılırken Hz. Peygamber'in yanında kalmak üzere bir nüsha kendisine veriliyordu. Bazı Ashâb da kendileri için özel Mushaf yazmışlardı.
Yazılan vahiyler tümüyle ezberlenmişti. Hz. Peygamber'in Kur'ân'ı öğrenmeye ve öğretmeye teşvik eden hadiseleri, bu yöndeki gayretlere hız katmıştı. Ashâb arasında Kur'ân'ı ezber bilenlere "Kurrâ" adı verilirdi. Sahabeden meşhur olan 29 Kurrânın isimleri sayılmaktadır. Öne çıkan Kurra sahabeler şunlardır

Erkeklerden:

1- Abdullah b. Mes'ûd
2- Salim
3- Muaz
4- Ubey b. Ka'b hafız Sahâbîierdendir.

Kadınlardan:

1- Hz. Aişe
2- Hafsa
3- Ümmü Seleme de Kur'ân'ı ezberlemişlerdir.1

Kur'ân'ın Hz. Peygamber Devrinde Kitap Haline Getirilemeyişinin Sebep ve Hikmetleri

Hz. Peygamber hayatta iken yazılan ve ezberlenen Kur'ân'ın resmen bir cilt halinde kitap haline getirilmeyişinin sebeplerini şöyle sıralayabiliriz:

1- Hz. Peygamber hayatta olduğu sürece vahy devam etmişti. Kitap haline gitirilmesi belki de bir takım karışıklıklara sebep olabilirdi,
2- Sûreler nuzûl tarihine göre tertip edilmediği için inen âyetlerin daha önce inen bir sûreye ilâve edilmesi gibi durumlar söz konusu olduğundan kitap haline getirme girişimi karışıklıklara sebep olabilirdi.
3- Allah Resulünün müslümanların başında bulunduğu dönemde Sahâbîler Kur'ân'ı ezberlediği için, Peygamber döneminde, böyle bir ihtiyaç da duyulmamıştır.
4- Vahyin tamamlanmasıyla Hz. Peygamber'in vefatı arasındaki süre 81 gün gibi çok kısa bir zaman dilimini kapsamaktadır. Bu kadar kısa sürenin Kur'ân'ı bir kitap halinde toplamaya yetmeyeceği de aşikârdır.2

Kur'an'ın Hz. Ebû Bekir Devrinde Toplanması

Hz. Peygamber'in vefatından sonra halifeliğe seçilen Hz. Ebû Bekir devrinde bir takım yalancı peygamberler türemiş, irtidat ve irtica hareketleri baş göstermişti. Halife Ebû Bekir bu karışıklıkları önlemek için bazı teşebbüslerde bulunmuş, bu arada sahte peygamber Müseyleme üzerine de bir ordu göndermişti. Yemâme'de (12/633) yılında yapılan savaşta 70 Kadar hafız şehit düşmüştü.3
İşte bu durum Hz. Ömer'i telaşlandırmış, endişesini belirtmek üzere Halife Hz. Ebû Bekir'e gitmiş ve Kur'an'ın toplanmasını teklif etmiştir.

Hz. Ebû Bekir ilk anda Hz. peygamber'in yapmadığı bir işi yapma durumuyla karşı karşıya geldiği için çekinmişse de daha sonra, gönlü bu işe ısınmış ve Hz. Ömer'in düşündüğü gibi düşünmüştür.

Hemen Zeyd b. Sâbit'i çağırmış ve ona Kur'ân'ı inceleyip toplama görevini vermiştir. Zeyd b. Sabit ilk anda Ebû Bekir gibi aynı gerekçeyle bu görevi yapmaktan çekinmiş ise de halifenin telkin ve tavsiyelerine uyarak, önce bir komisyon oluşturmuş ve vakit geçirmeden hemen Kur'ân'ı toplamaya koyulmuştur.4

Kur'ân'ı toplama görevi kendisine verilen Zeyd b. Sabit, Hz. Peygamber'in vahiy kâtibiydi. Kur'an'ın tamamını Hz. Peygamber'in sağlığında toplamıştı, elindeydi. Akıllı, zekî ve yetişkin bir genç olarak tanınmıştı.
Zeyd b. Sabit'in Kur'ân'ı toplama işiyle görevlendirilişinden hemen sonra, durum Hz. Ömer tarafından halka duyuruldu ve Hz. Peygamber'den alınan Kur'ân'a dair bilgi ve belgelerin getirilmesi istendi.

Getirilen âyet ve sûrelerin kabul edilebilmesi için şu şartlar aranıyordu:

a) Getirilen âyetlerin ezberlenmiş olması
b) Peygamberimizin huzurunda yazılmış olması
c) Bunun da en az iki şahidin şehâdetiyle ispat edilmesi.

Aranan prensiplere son derece riayet ederek yazılı metinleri bir araya getiren Zeyd b. Sabit bu işi yaklaşık bir yılda tamamlamıştır. Toplanan bu sayfalar Hz. Ebû Bekir'e teslim edilmiş, vefat edinceye kadar onun yanında kalmıştır. Böylece Resûlüllah tarafından okunan, tebliğ edilen, yazılan ve ezberlenen Kur'an Hz. Ebû Bekir Devrinde, başta Zeyd b. Sabit olmak üzere Sahabenin gayretleriyle toplanıp tek kitap haline getirilmiştir.

Toplanıp kitap haline getirildikten sonra Mushaf adını alan bu nüshayı şu özellikleriyle tanımak mümkündür:

a) En ince ilmî tesbit usulleriyle toplanmıştır.
b) Nüshanın doğruluğu, tevatür yoluyle sabittir ve bu konuda icmâ'-ı ümmet vardır.

Hz. Ebü Bekir'e teslim edilen bu Mushaf, onun vefatından sonra, Hz. Ömer'e, Hz. Ömer'den sonra da kızı Hafsa'ya teslim edilmiştir. İstinsah(El ile kopyalamak) sırasında Hz. Osman istemiş, sonra iade etmiştir.

Kur'ân'ın Hz. Osman Zamanında Çoğaltılması

Hz. Osman Devrinde İslâm Devleti sınırlan Arabistan'ı aşmış, fetihler sebebiyle insanlar grup grup İslâm'a girmişti. Her şehir halkı Kur'ân-ı Kerîm'i başka başka okumaya başlamıştı. Öyle ki, farklı okuyuş sebebiyle insanlar birbirlerini günahkârlık ve hatta küfürle itham edecek kadar ileri gitmişlerdi.
Nitekim Ermenistan ve Azerbeycan fetihlerine (25/646) katılan kumandan Huzeyfe b. Yemân, bu durumu açıkça görmüş ve derhal halife Osman'a müracaat ederek, bu işin çaresine bakmasını istemiştir. Bunun üzerine Hz, Osman Hafsa'ya haber göndermiş, Mushaf'ın sonradan iade edilmek üzere kendisine gönderilmesini istemiştir. Hz. Hafsa da Mushaf-ı halife Osman'a göndermiştir.

Hz. Osman, gönderilen Mushaf-ı istinsah edip çoğaltmaları için Zeyd bin Sabit'in başkanlığında dört kişilik bir komisyon oluşturmuştur:

1-Zeydb. Sabit
2- Abdullah b. Zübeyr
3- Said b. As
4- Abdurrahman b. Haris

Bunlardan Zeyd Medîne'li Ensâr'dan, diğerleri ise Mekke'li Kureyşlilerdendi. İstinsah heyetine halife tarafından ihtilâf halinde Kureyş lehçesinin esas alınması talimatı verilmiş, heyet de aşağıdaki prensipleri göz önünde bulundurarak çoğaltma işlemini gerçekleştirmiştir:

1- İstinsah, Hz. Ebû Bekir zamanında toplanan Mushaf esas alınarak yapılacaktır.
2- İhtilâf halinde Kureyş lehçesi tercih olunacaktır.
3- Mushafın istinsahı bir kaç nüsha halinde yazılarak gerçekleştirilecek ve muhtelif beldelere gönderilecektir. Gönderilen Mushaflara uymayan ve tashihi mümkün olmayan sayfa ve Mushaflar imha edilecektir.
4- Sûreler, bugün elimizde bulunduğu şekliyle tertib edilecektir.
5-Bu Mushaflara, daha önceki Mushaf veya sayfalara yazılmış, açıklama mahiyetindeki ibareler yazılmayacaktır.

Komisyon belirtilen esaslar çerçevesindeki çalışmasını beş sene zarfında tamamlamış, çoğaltılan nüshalardan birisi Medine'de bırakılmış, diğerleri Küfe, Basra, Şam, Mekke, Yemen ve Bahreyn'e gönderilmiştir.

İstinsah işlemi tamamlanınca esas Mushaf, Hz. Hafsa'ya iade edilmiş, çoğaltılan Mushaflar üzerinde Ashâb ve Tabiîlerin icmâ'ı gerçekleşmiştir. Sonuç olarak Hz. Osman'ın gerek kendisinde bulundurduğu ve gerekse diğer şehirlere gönderdiği bu Mushaflar derhal benimsenmiş, kısa zamanda bunlardan istinsahlar yapılarak, birçok müslümamın elinde Kur'ân nüshaları görülmeye başlanmıştır. Bugün taşıdığımız ve okuduğumuz Kur'ân-ı Kerîm nüshaları Hz. Osman'ın çoğalttırdığı nüshaların ayrısıdır.5

Devam edecek...

Rüştü Kam

 Kaynaklar:

1- Kur'ân'ın Hz. Peygamber Devrinde toplanışı ve ezberlenişiyle ilgili ayrıntı için bkz. Fethu'l-Bârî, 9/43 ; Ibn Nedim, el-Fihrist, Mısır, 1348 ; 41 ; İbn Hacer el-Askalâirî, el-tsâbefi Temyîzi's-Sahâbe, Mısır, 1358/1939, 2/281, 3/240 ; el-Burhân, 1/241 ; el-İtkân, 1/71 ; Müslim, Sahih, 4/1913 ; Duhârî, Sahih, 6/230 ; Müsned, 3/233,277 ; İbn Sa'd, Tabakât, 2/112-113 ; İbnü'1-Esîr, Üsdü'l-Ğâbe fi Marifeti's-Sahâbe, Mısır, 1289 ; 4/216 ;Zencânî, Ebû Abdillah, Tarihu'l-Kur'ân, Beyrut, 1388/1969, 46 ; Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü, 66-69.

2-Bu konuda ayrıntı için bkz. Bağavî , Ebû Muhammed Hüseyn b. Mes'ûd, Şerhü's-Sünne, Tan., Şuayb Amavud-Muhammed Zuheyr Saviş, Dimeşk 1397/1977, 4/519 ; İzmirli, Tarihi Kur'ân, İstanbul, 1956, 10 ; Menâhû,- 1/248 ; Şehhâte, Abdullah Mahmud, Tarihu'l-Kur'an ve't-Tefsîr, Mısır, 1392/1972, 36 ; îsmail Karaçam, K. Kerim'in Nuzûlü ve Kıraati, İstanbul, 1974, 163-165; K. Kerim'in Faziletleri ve Okunma kaideleri, İstanbul, 1980, 34-35; A.Çetin, K. KerimTarihi 92-93.

3-Ayrıntı için bkz. el-îtkân, 1/71 ; Şehhâte, Tarihu'l-Kur'an, 32 ; İbnü'l-Cezeri, en-Neşr fı'l-Kıraati'l-Aşr, Tah: Ali Muhammed Debba1, c. 2, Mısır, ts, 1/7 ; Kurtubi, Muhammed b. Ahmed, el-Câmi' li Ahkâmi'l-Kur'an, c. 20, Mısır, 1386/1966, 1/5O ; Fethu'l-Bârî, 9/9 ; Ayrıî, Bedruddîn Mahmud b. Ahmed, Umdetü'l-Kârî li şerhi Sahihi'l-Buhâri, 20/16 ; Râfıî, İ'câza'l-Kur'an, 35.

4-Zeyd b. Sabit tarafından anlatılan ayrıntı için bkz. Buhâri, Sahih, 6/225 ; 9/92-93.
İstinsah olayı ile ilgili ayrıntı için bkz. Buhârî, Sahih, 6/99 ; Müslim, Sahih, 1/560-562 ; Men&hÜ, 1/256,260-261 ; İbn Haldun Abdurrahman Mağribî, Mukaddime, Beyrut, ts., trc. Kadir Zâkiri Ugan, İstanbul, 1967, 437 ; Taberî Ebû Ca'fer Muhammed b. Cerir, Cami'u'l-Beyan an Te'vûi ÂyÜ-Kur'an, Mısır, 1388/1968, 1/26-28 ; Kurtubî, el-Cami; 1/51-52 ; Şehhâte, Tarihu'l-Kur'an, 47,55-57 ; Râfıî, fcâzu'l-Kur'an, 36-39 ; Dânî, Muknî, 120-121 ; Bağavî, Şerhıt's-Sünne, 4/523 ; el-Kâmû, 3/112 ; İbn Kesir, Zeyl, 10; İbnü'l-Cezerî, Gaye, 1/7; el-ltkân, 1/59,-60 ; Büyük Tefsir Tarihi 1/24-25 ; Mebâhis, 78 ; Kattan, Mebâhis, 124,129 ; Mekkî, İbâne, 29 ; Ebû Şâme, el-Mürşidil-Vecîz, 60,73 ; Keskioğlu, Kur'ân Tarihi, 159, 161 ; î. Karaçam, K. Kenm'in Nuzûlü, 191-192,195, K.K. Faziletleri, 49 ; İbnü'l-Cezerî, en-Neşr, 1/7; İzmirli, Tarih-i Kur'ân, 13; Ö. R. Doğrul, Asr-ı Saadet, îstanbul, 1974, Şibli'den trc. 5/263,267; A. Çetin, K. KerimTarihi, 103-110.

5- İstinsah olayı ile ilgili ayrıntı için bkz. Buhârî, Sahih, 6/99 ; Müslim, Sahih, 1/560-562 ; Men&hÜ, 1/256,260-261 ; İbn Haldun Abdurrahman Mağribî, Mukaddime, Beyrut, ts., trc. Kadir Zâkiri Ugan, İstanbul, 1967, 437 ; Taberî Ebû Ca'fer Muhammed b. Cerir, Cami'u'l-Beyan an Te'vûi ÂyÜ-Kur'an, Mısır, 1388/1968, 1/26-28 ; Kurtubî, el-Cami; 1/51-52 ; Şehhâte, Tarihu'l-Kur'an, 47,55-57 ; Râfıî, fcâzu'l-Kur'an, 36-39 ; Dânî, Muknî, 120-121 ; Bağavî, Şerhıt's-Sünne, 4/523 ; el-Kâmû, 3/112 ; İbn Kesir, Zeyl, 10; İbnü'l-Cezerî, Gaye, 1/7; el-ltkân, 1/59,-60 ; Büyük Tefsir Tarihi 1/24-25 ; Mebâhis, 78 ; Kattan, Mebâhis, 124,129 ; Mekkî, İbâne, 29 ; Ebû Şâme, el-Mürşidil-Vecîz, 60,73 ; Keskioğlu, Kur'ân Tarihi, 159, 161 ; î. Karaçam, K. Kenm'in Nuzûlü, 191-192,195, K.K. Faziletleri, 49 ; İbnü'l-Cezerî, en-Neşr, 1/7; İzmirli, Tarih-i Kur'ân, 13; Ö. R. Doğrul, Asr-ı Saadet, îstanbul, 1974, Şibli'den trc. 5/263,267; A. Çetin, K. KerimTarihi, 103-110.

Rüştü Kam'in ha-ber.com'da yayınlanan tüm yazıları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder