Rüştü
Kam
CHP
Berlin Birliği tarafından organize edilen toplantıya davet edildim. Davete
icabet ettim. CHP Genel Başkan Yardımcıları Oğuzkaan Salıcı, Ahmet Ünal Çeviköz
ve CHP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil Sütlü konuşmacı olarak toplantıya katıldılar.
Oturum başkanı Kenan Kolat tarafından kendilerine sırayla söz verildi. Konuşmaların
merkezine iktidar partisi konuldu. Yaptığı her şey eleştirildi. ‘Ekonominin
düzgün gitmediğinden, dış politikanın yanlışlığından, bürokratların kadın
düşmanlığından, Kanal İstanbul’un yapımına mâni olunacağından, Libya’ya asker göndermenin
yanlışlığından ve lağım medyasının CHP’nin haberlerini kasıtlı olarak
vermediğinden bahsedildi’.
Soru
cevap bölümü kısa tutuldu. Dolayısıyla sorular cevapsız kaldı. Oğuzkaan Salıcı “salonda
basın var, CHP’ li olmayanlar var bundan dolayı soruların yarısına cevap veremeyeceğim,
soruların çoğu bizim iç meselemizle ilgilidir” diyerek soruların yarısını elediğini
ifade etti. Devlet sırrı olsa tamamdır deriz, anlarız, ancak üyelerin parti
hakkındaki tekliflerine verilecek cevapların basının ve CHP’ li olmayanların
yanında konuşulamayacak kadar gizli olması ister istemez aklımıza CHP’ nin
gizli ajandası mı var? sorusunu getiriyor.
Toplantıda,
Almanya’daki Türklerin sorunları ile ilgili bir paragraf açılmadı. Sadece CHP
değil, CHP nin dışındaki partiler de buraya geldiklerinde aynı şeyleri yapıyorlar.
İktidar partisi de dahil olmak üzere. İçinde yaşadığımız ülke Almanya. Bizlere
anlatılan sorunlar Türkiye’nin sorunları. Paradoks değil de nedir bu. 11 ay
Almanya’da yaşayan sene de 1 ay Türkiye’ye giden diasporayı Türkiye’nin
sorunları niçin bu kadar ilgilendirsin. Bize lazım olacak olan Almanya’da
yaşayan Türkiye insanına Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından hangi hizmetler
sunulacaktır, hangi haklar verilecektir, hangi sorunlar çözülecektir, bunlardan
bahsedilmiyor. Kanal İstanbul’u yaptırmayacaklarmış, yaptırmazsanız
yaptırmayın, bize ne sizin kanal İstanbul’unuzdan…
Ayrıca,
konuşmalar insanlarımızı ayrıştırıyor. Her partiye göre, ayrıştıran hep öbürü
oluyor. Parti sözcüleri kendilerini Türkiye’de sanıyorlar. Almanya’da yaşayan 4
Milyon insanımızın birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Türkiye’nin sorunlarını
Almanya’ya getirmenin anlamı yoktur. Parti sözcüleri Almanya’da yaşayan
insanımızın ihtiyaçları üzerinde çalışmalar yapmalı ve o çalışmaların doğrultusunda
insanımıza yön vermelidir.
CHP
sözcüsü Sera hanım, “lağım medyası”ndan bahsetti. Yandaş medya demiyormuş
artık, lağım medyası diyormuş. Bu ne kadar çirkin bir benzetmedir. Bu küfürdür.
Bu küfür o salonda bana ve benim gibi arkadaşlara yapıldı. Salonda bulunan
arkadaşlar da bu küfrü alkışladılar. Küfür kime yapılırsa yapılsın alkışlanmaz,
ayıptır. Onlara göre, orada bulunan benim gibi gazeteciler lağım medyasının
temsilcileri olduk. Sera hanımın bilmediği şey var; diaspora ne demek onu bilmiyor.
Diasporada yaşayan insanlar hangi şartlarda yaşıyorlar onu da bilmiyor. Almanya’da
hangi dünya görüşüne sahip olursa olsun insanlar birbirlerine küfretmezler. Birbirlerine
saygı ile davranırlar, birbirlerine tahammül ederler. Buraya gelip, hem de
davet ettiğiniz insanlara lağım medyası diyerek küfrederseniz bu şık durmaz.
Sosyal Demokratlığa ise hiç yakışmaz. Birlik ve beraberlik çağrısının sıkça
yapıldığı bir toplantı da böylesine bir hakaret, olmadı, hiç olmadı, yanlış
oldu. Ben Sera hanımın seviyesine inmeyi düşünmüyorum. Tribünlere oynamak her
zaman fayda getirmez Sera hanım... Ben özelikle Sera hanımı Kenan kardeşimin müsaadesiyle
şiddetle kınıyorum...
CHP’
li kardeşlerimiz toplantıda neler konuştular özetle sizlerle paylaşacağım.
Değerlendirmeleri sizlere bırakacağım:
“CHP
İyi Parti ve Saadetle ittifak yaptı. Aslında CHP normal şartlarda Saadet Partisiyle
ittifak yapmaz. Şartlar bizi bu noktaya getirdi. CHP, tarihinde ilk defa
İstanbul seçimlerinde %54 oy aldı. Bu başarıdır sonuç değildir. 17 yıldır
iktidar olan bir partiye karşı başarı kazandık. İzlediğimiz strateji sayesinde
elde ettik bu başarıyı. Yaptığımız bu ittifak, Türkiye normalleşinceye kadar
devam edecektir. 2001 yılındaki Ecevit hükümeti zamanında da aynı durumları
yaşadık. Yazar kasalar fırlatılıyordu başbakanlığın önüne. Başkanlık sistemine
geçildiği günden beri de ekonomik kriz hızlandı.
Sözcü
gazetesinin yazarları fetöcü diye cezalandırıldı. Herkes bir araya gelerek bu iktidarı
mutlaka devirmelidir. Buna ihtiyacımız vardır.
İktidar
Ortadoğu’ya müdahale etti, düşman kazandı. Arapların Türkiye’ye karşı güvenleri
zedelendi. Müttefiklerimiz olan Avrupalılar da bizlere güvenmiyorlar artık. İktidar
Türk askerini kullanarak kaybettiği güveni yeniden kazanmak istiyor. Libya’ya
asker göndermenin arkasında yatan gerçek budur. Libya’ya asker gönderilmeyecek,
cihatçı gönderilecek. Libya’ya asker gönderme isteği meclise geldi 3 partinin
dışında kalan diğer partiler hayır oyu kullandılar. Askerlerin de %56 sı Libya’ya
gitmek istemiyor. 2013 yılından beri İsrail’de, Mısır’da Suriye’de, Yemen’de Büyük
Elçimiz yok.
Dünyanın
her tarafında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar tacize uğruyorlar. CHP bu
konuda mücadele ediyor. İktidar Ortaçağ özlemiyle yaklaşıyor kadınlarımıza. Akademisyenlerin
%56’ sı kadın olmasına rağmen üst kademelerde kadın görmek mümkün değil.
Buraya
gelirken bir bayan anlattı, burada kadınlar için park yerleri varmış. Bu gibi
uygulamaları biz Türkiye’de de uygulayalım, bizlere bu konularda
ulaşabilirsiniz. İktidar kadınlara savaş açmış durumdadır. Lağım medyasını açın
bakın bunları oralardan okuyabilirsiniz. Ben yandaş medya demiyorum artık,
lağım medyası diyorum. Türkiye’de bürokratlar kadın düşmanıdır. Biz iki sene
sonra iktidara geleceğiz, özgür ve güvenilir bir Türkiye kuracağız.
Bazı
sorular var, cevaplandırmam mümkün değil. Biz burada rahat konuşamıyoruz.
Basının davet edilmesi bizim tercihimiz değildi. Bundan dolayı sorularınızın
yarısını eliyorum. Medya bizim toplantılarımızı vermiyor. Faaliyetlerimizi
düşüncelerimizi sizlere ulaştıramıyoruz.
…Kanal
İstanbul’u yaptırmayacağız.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder