Rüştü Kam
Ha-ber.com
“Din görevlisinin görev ve sorumlulukları “ başlıklı bir yazı yazmıştım 10.02.2014 tarihinde ha-ber.com sitesinde. T.C. Berlin Başkonsolosluğu Din Hizmetleri Ataşesi Bilal Öztürk’e bir teklif yapmıştım o yazımda; “Sayın Ataşem, namaz kılmanın ve kıldırmanın ötesinde, ciddi hizmetler sizleri bekliyor. İşe, zuhr-i âhir denen uydurma namazdan başlayabilirsiniz, arkasından Cuma günü caminin içinde iki kez okunan ezanı bire düşürmek ve din görevlilerinin zamanında namaza başlamalarının sağlanması gibi konular gelecektir.”
Sayın Öztürk cevap vermişti: “Zuhr-i Ahir namazı ile
ilgili olarak özellikle Şehitlik Camii eksenindeki değerlendirmeleriniz
planımızda ve değerlendirilecektir. En kısa zamanda zuhr-i ahir namazının
kılınmasına gerek olmadığını halkımıza anlatacağız” Selam ve dua ile..” (Berlin
Din Hizmetleri Ataşesi Bilal Öztürk)
Ben Berlinlilere müjdeyi veriyorum. Berlin Din Hizmetleri
Ataşesi Sayın Bilal Öztürk sözünü tuttu. İki hafta önce, Şehitlik Camii’nde
bizzat kendisi kürsüye çıkarak konuyu cemaate anlattı. Aldığım duyumlar böyle. Herkes
memnun. Kıyamet falan kopmadı. “Allah razı olsun diyorlar, madem böyle bir şey
vardı niçin daha önce anlatılmadı” diyorlar.
Sayın Öztürk’e teşekkür ediyorum. O bir bidat’ın
kalkmasına vesile olmuştur. Cemaatin sıkıntısını gidermiştir. Diyanet işleri
Başkanlığı fetvayı 2002 yılında vermiş. Vermiş ama o fetvayı kürsüye taşıyacak
cesur bir ataşe bugüne kadar Berlin’e gelmemiş. Ataşeler dernek seçimlerinde
divan başkanlığı yapmaktan bu tür işleri yapmaya zaman bulamamışlar.
Sayın Öztürk, şimdi bu fetvayı siz kürsüye taşıdınız ya,
göreceksiniz, diğer cemaatler de birer birer konuyu kürsüye taşıyacaklardır.
T.C. Devleti ile resmi bir bağları olmayan bu cemaatler siz açıklamasaydınız, bu
tür konuları açıklayamazlardı. Çünkü, dini cemaatler üye aidatları, zekat ve
sadakalarıyla ayakta duruyorlar. Bir üye dahi kaybetmeye tahammülleri yok
onların. Oysa bağımsız bir dini cemaat olarak bu konularda ilk fetvayı vermesi
gereken onlardır. Maalesef, kendilerine üye yetiştirmekten Allah’a kul
yetiştirmeye vakit bulamıyorlar olmalılar.
Sayın Öztürk, önünüzde halledilmesi gereken sorunlar
oldukça fazla. Madem besmeleyi çektiniz, lütfen yolunuza devam ediniz. Bu
sorunlardan en önemlilerinden birkaçı:
1- Birden fazla eşle evliliğe Allah’ın izin vermediğini,(
özel durumlar hariç).
2- Erkeğin hanımını kendi başına boşama hakkı olmadığını,
boşanmalarda mutlaka hakim huzuna çıkılması gerektiğini, “3 ten dokuza şart
olsun demekle kadının boşanamayacağını”, Allah’ın böyle bir boşamaya izin
vermediğini,
3- İmam nikâhı ile yapılan evliliklerin dinen geçersiz
olduğunu,
4- Gece ile gündüzün eşit olmadığı ülkelerde orucun Hicaz (Mekke-Medine)
bölgesindeki zaman birimi esas alınarak tutulabileceğini,
5- Teravih namazının 4 veya 8 rekât olarak kılınabileceğini,
6- Ehlikitabın kestiğinin yenilebileceğini, Ehlikitap’la
olan münasebetlerin Kur’an’ın çizdiği çerçeveye mutlaka oturtulması gerektiğini,
…
Sayın Öztürk, bu konulardaki atacağınız her adım,
isminizin Berlin’de dünya durdukça anılmasına vesile olacaktır. Bizler insanlardan başka ne isteriz ki,
hayırla yad edilmenin dışında.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder