Neden farz değildir;
çünkü bugünün Müslümanı hür değildir. Haccedilecek topraklar da, mekanlar da hür
değildir. İşgal altındadır. Haccedilecek ülkede de can güvenliği yoktur. Önce
İslâm ülkeleri esaretten kurtulacak ve sonra Müslümanlara hac farz olacaktır.
Yani önce Mekke fethedilecek ve sonrasında Kâbe ziyaret edilecektir. Sonrasında
da hac yapılacaktır. Bir daha Mekke esaret altına girmesin, kutsal mekânlar
tutsak edilmesin diye...
Bu konuda Diyanet İşleri
Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun fetvası şöyledir: “Hac, İslâm’ın beş temel esasından biri olup bedenî ve malî yönü olan bir
ibadettir. Sağlık, servet ve yol
emniyeti yönünden (Tirmizî, Hac, 4) haccetme imkânına sahip (Kâsânî,
Bedâi‘, II, 120), hür, (İbn
Ebî Şeybe, el-Musannef, V, 518) akıl sağlığı yerinde ve büluğ çağına erişmiş
müslümanlara farzdır (Merğînânî, el-Hidâye, II, 296; Kâsânî, Bedâi‘, II, 120;
İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 456). Bu şartları taşıyan kişinin, imkân elde
edince, geciktirmeden bu farzı yerine getirmesi gerekir. Hayatında bir defa hac
yapmış olan müslümanın bir daha haccetmesi gerekmez (Müslim, Hac, 412); ancak
nafile olarak hac yapabilir (Ebû Dâvûd, Menâsik, 1).
Günümüzdeki kota
sınırlamaları sebebiyle müracaat ettiği hâlde kur’ada ismi çıkmadığı için hacca
gidemeden ölen kimseler, hacca gitmeye imkân bulamadığı için borçlu olarak ölmüş olmaz.” (https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/554/hac-kimlere-farzdir-)
Ekonomik
Güçlerine ve Gayri Safi Milli Hasılasına
($) Göre, en güçlü olan devletler Müslümanların ülkeleridir. 57 tane İslâm
ülkesi vardır. Yeraltı ve yerüstü kaynakları itibariyle oldukça zengindirler.
Birçok İslâm ülkesi de stratejik önemi haizdir.
Ancak bu ülkelerin zenginlikleri emperyalist ülkeler tarafından
sömürülmektedir. Ortadoğu’da, Afrika’da
ve Asya’da kan durmak bilmiyor. Bir
kısmı ABD tarafından, bir kısmı İngilizler tarafından, fransızlar tarafından
fiilen işgal edilmiş durumdadır. Rusya’nın ve Çin’in işgal ettikleri de var.
Müslümanların geleceği böylesine
vahim iken, emperyalist ülkeler tarafından ipotek altına alınmışken,
Müslümanların haccetmek için yollara düşmeleri ilahi iradeye uygun olmasa
gerektir.
Diyanet İşleri Başkanlığı
yetkilileri, hacca gidebilmek için için 2 milyon 100 bin kişinin sırada
beklediğini söylüyorlar. Diyanet’in 2018 yılı için belirlediği hac ücreti 20
bin 873 TL. Dır. (https://www.tercihiniyap.net/haber/ diyanet-hac-ucretleri-2018)
Bu miktar hacca
gidecek olan sayı ile çarpılırsa toplam 42 milyar TL. civarındadır. Bu para, Müslümanların kıyım yapıldığı
böylesine hassas bir zamanda ABD uşağı Suudilere aktarılacağına, ülke
içinde kalsa daha iyi olmaz mı? Bir organizasyon kurulsa da; bu organizasyon
aracılığıyla bu konuda yazacak köşe yazarları desteklense, broşürler çıkarılsa,
konuya duyarlı olan televizyon kanalları desteklense, konferanslar, seminerler,
sempozyumlar düzenlense ve İslâm ülkeleri arasında köprüler kurularak topyekün
bir mücadele başlatılsa olmaz mı?
Bu çalışmalar
sonucunda, Suudi Arabistan İslâm ülkeleri tarafından tecrid edilse,
Müslümanların hacca gitmeyerek yapacakları bu protesto Suudi Arabistanı
yalnızlaştırmaz mı? Körfez İşbirliği
Konferansı (KİK)’na devlet bakanlığı seviyesinde katılan Katar’ın yaptığı
protesto ne kadar etkili oldu hep beraber şahit olmadık mı?
Türkiye hac için müracaat edenler içinden hacca, kur’a
çekerek her sene 80 bin hacı adayını gönderebiliyormuş. Bu hesaba göre, hiç
yeni başvuru yapılmasa bile 2 milyon 100 bin kişiyi, ancak 26 yılda hacca
gönderebilir. Sıra beklerken vefat eden olursa, bu kişinin durumu nedir
sorusuna Diyanet’in cevabı şöyledir: “Günümüzdeki kota
sınırlamaları sebebiyle müracaat ettiği hâlde kur’ada ismi çıkmadığı için hacca
gidemeden ölen kimseler, hacca gitmeye imkân bulamadığı için borçlu olarak
ölmüş olmaz.”
Peki bu iyi
niyet; Suudi Arabistan’ın, emperyalistlerle, İslâm düşmanlarıyla iş tutarak Müslümanları
katlettiğinden, hürriyetlerini elinden aldığından, can güvenliklerinin olmadığından
dolayı, sırf Suudi Arabistan’ı protesto
etmek amacıyla hacca gitmeyen Müslüman için de aynı şekilde beslenemez mi?
Evet, zalimin karşısında dimdik ayakta durma cesaretini gösteren bu kişi de hac
sevabı alacaktır denilemez mi? Protesto etmek, sıra beklerken vefat etmekten
daha mı anlamsızdır?
Evet açıkladığım
bu nedenlerden yola çıkarak, bugün Müslümanlara hac farz değildir diyorum. Bu
açıklamanın neresi yanlıştır...?
Bugün Suudi Arabistan fiilen
işgal altındadır. ABD İslâm dünyasının
en büyük düşmanıdır. İstediği zaman istediği ülkeye “demokrasi getireceğim”
diyerek askeri harekât yapabiliyor. Kural mural hak getire! Bu haydut devletin
orta doğudaki en büyük partneri Suudi Arabistan’dır. Suudi Arabistan ABD’den en
çok silah satın alan ülkedir. Bu silahları nerede kullanacaklardır, düşmanları
kimlerdir? Elbette bu silahlarla Müslümanlar
vurulacaktır. Yemenliler Suudlulara ne yapmıştır da acımasızca genç
ihtiyar, çoluk çocuk katlediliyorlar? Cemal Kaşıkçı ne yapmıştı da parça parça
edilerek hunharca öldürüldü. Bu cinayeti Suudi prensi veliahd b.Salman işlemedi
mi? Bu devlet terörü değildir de nedir? Bu ülkede can güvenliği var mıdır?
Müslüman Suudi Arabistan (!),
ABD’nin en önemli finans kaynağıdır. Bir savaş makinesi olan ABD’yi ayakta
tutanlar, şuursuz Müslümanlardır, islâm ülkeleridir ve Müslüman Suudi Arabistan’dır.
Suudi Arabistan, hac ibadeti adı
altında ülkeye gelen Müslümanlardan tahsil etmiş olduğu paraları savunma
sanayiinde de kullanıyor. ABD’den silah satın alıyor ve bu silahları Müslüman
Yemen’de halka karşı kullanıyor ve onları acımasızca katlediyor, bu durumdan
dolayı Müslümana bugün hac farz değildir demenin neresi yanlıştır...?
Gözlerini para hırsı bürümüş Suud
yönetimi, uyguladığı yanlış politikaları ile Mekke ve Medine’deki kutsal
mekânları, nefes alamaz hale getirmiştir. Allah’ın evi bu devasa binaların
arasında nokta kadar kalmıştır. Bu durumu protesto etmek için bile bugün
Müslümanlara hac farz değildir dedmenin neresi yanlıştır...?
Böyle bir durumda, hac ibadetinin
caiz olmadığını söylemenin neresi yanlıştır...?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder