6 Mayıs 2019 Pazartesi

KÖLELİKTEN KURTULSANIZ BİLE AŞAĞILIK KOMPLEKSİNDEN KURTULAMAZSANIZ MÜSLÜMAN OLAMAZSINIZ



PROF.Dr.Vehbi Başer Türk Eğitim Derneğinin 13. Eğitim kampına konuşmacı olarak katılmak üzere Berlin’e geldi.

13.Eğitim Kampı Berlin’e 50 km. uzaklıkta Gross Köris/Klein Köriser See'de yapıldı. Kamp 3 gün sürdü.
Kampta 4 oturum yapıldı. Toplam 8 saat sürdü. Soruların da cevaplandırıldığı seminerlerde Vehbi Başer özellikle bazı hususların altını kalın kalın çizdi. İşte bazı spotlar:

“…Kölelikten kurtulsanız bile, aşağılık kompleksinden kurtulamazsanız Müslüman olamazsınız…
…Müslümanlık İslâm’ın başına gelen en büyük felakettir…
…Tövbe boyun eğmek demektir, mırıltı-zırıltı yapmak demek değildir. Yapılan yanlışlıktan kesin olarak dönmek demektir. Ben yanlış yaptım, yaptığımın farkındayım, bir daha asla o yanlışı yapmayacağım deyip delikanlıca bu tavrı sahiplenmek demektir. Öyle iki büklüm, salya-sümük tövbe edilmez, Allah’ın karşısına çıkılmaz…
…Kendilerini bir cemaat ismiyle tanımlayanların dini o cemaattir, orada İslâm olmaz…
Başına İslâm kelimesi koyarak yapılan “İslâm Tarihi”, “İslâm Medeniyeti”, “İslâm Ekonomisi”... gibi tanımlamalar, oryantalistlerin başlattığı tanımlamalardır. Müslümanlar, bu oryantalist tanımlamaları benimsemeden evvel, kendi beşerî çabalarını İslâm ile özdeşleştirecek bir tutum içinde olmamışlardır…
Herkes kendini merkeze koyuyor ve diğerlerini ötekileştiriyor…Çünkü, her cemaat üye toplamak için kendisini üstün görüp diğerini ötekileştirmek zorundadır…
Göçmen Müslümanlar rengârenk cemaatlere dönüşmüşler. Müslümanlık cemaat liderlerinin arka bahçesi haline gelmiş durumda. İçinde yaşadığımız toplumda cemaatlerin bize verdiği kimlikle yaşıyoruz, İslâm‘ın bütünleştirdiği bir topluluk olarak değil, Müslümanlıklar tarafından paramparça edilmiş fırkalar halinde yaşıyoruz.
Geleneksel Müslümanlık insanları uyuşturuyor , duyarsız hale getiriyor…
…Müslümanlar Batı’dan gelen her değere önce gavur işi diye karşı çıkmışlardır, dışlarında tutmaya çalışmışlardır. Bir zaman sonra da karşı çıktıkları o şeyi almak zorunda kalmışlar ve Batılının bu yeniliğine Batılılaşma adına teslim olmuşlardır. Bu hastalıklı bir haldir. Bisiklete binmek, kadınların pantolon giymesi, erkeklerin sakallarını-bıyıklarını kesmesi gibi…
Batılı, Müslümanı aşağılamak için her fırsatı değerlendirmiştir, Müslüman da kendisini aşağılayan Batılının değerlerine ulaşmak için durmadan koşmuştur, hala koşmaktadır, çünkü Müslüman bir değer üretememektedir…
Müslümanlar şimdilerde çok önemliymiş gibi, batılılar sünnet olmuyor diye, çocuklarını sünnet ettirmemeye başladılar. Uzun zaman önce Müslüman kadınlar, Avrupalı kadına benzemek için saçını boyatıyordu. Bütün bunlar, aşağılık kompleksi değilse nedir?
Müslüman, kendi insanlık değerinden vazgeçiyor, ötekinin insanlık değerini alarak değerli olacağını, değerinin kabul göreceğini sanıyor. Batılıların karşısında rezil oluyor farkında değil…
Müslümanlar aşağılık duygusundan kurtulmak zorundadır…
…Müslümanlar problemlerini çözmek için uğraşmıyorlar. Müslümanlar her şeyin daha iyisine ulaşmaya çalışmıyorlar. “Ne yapalım, kaderimiz böyleymiş” diyerek işi kaderci bir avunmaya vardırıyorlar…
Müslümanlar problemleri çözmeye çalışmıyorlar o problemlerle yaşamaya çalışıyorlar.…Müslümanlar problemleri çözmeye kafa yormalıdırlar, kafa yoran insanlar yetiştirmelidirler, bu zorunluluktur……
Almanya’da, Müslüman kalarak, Türk kalarak yaşamak lazımdır, bunun için de problemleri çözmek gerekir, problemler çözülmezse büyür. Sonra problemlerin altında kalırsınız. Kahramanlarınız ve şehitleriniz çoğalır.
…Aramızdaki problemlerin çoğalmasını her zaman yabancılara yükleriz, aramıza parmak soktular deriz; peki sen o parmağın aranıza sokulmasına neden mâni olmadın?
Bedel ödemeyi azaltmak lazımdır, ölürsek şehit kalırsak gazi oluruz anlayışı sorunlu bir anlayıştır. Tedbir aldın mı, ölmemek için yapılacakları yaptın mı?
…Müslümanlıkta bir yozlaşma ortaya çıktıysa bu, Peygamberimizin vefatından sonra ortaya çıkmıştır. Daha sora olan şey yozlaşmanın başlaması değil, gitgide derinleşmesidir. Bugün bu yozlaşma daha da derinleşmiş bir durumdadır. Müslümanları bugünkü durumlarından kurtarmak gerekir.
Müslümanlar Müslümanlıklarıyla yüzleşmelidirler…
Daha birinci hicrî yüzyılda bir takım yöneticiler, kendilerine baş kaldıran Müslümanın başına mancınıkla Kâbe’yi yıktılar, bu olay geçiştirilecek bir olay değildir. Peki yüzleştiler mi Müslümanlar bu olaylarla? Hayır, Olayın üstünü kapattılar. Meselenin üstünü kader inancıyla, içtihat farkları teranesiyle örtmeye çalıştılar.
…Emeviler hangi olaydan sonra “evet şimdi Bedir’in intikamını aldık” dedi? Bedir’in intikamını sinesinde taşıyan bu kin ve nefret ehli ile yüzleştiler mi Müslümanlar, Yezid’in yaptıklarıyla yüzleştiler mi ? Hayır. Yine kader inancı ile meselenin üstünü örtmeye çalıştılar. Bu olaylar masum olaylar olarak gösterilmeye çalışılıyor. Buradan Sünnilik dini doğdu.
…Sünnilik dini işte böyle bir şeydir.
Bu dinin mensupları Türkiye’de camileri namaz kılmanın dışında kapalı tutuyorlar…
…Camilerde sosyal aktivite yapamazsınız, sosyal problemlerinizi konuşamazsınız, çünkü, cami de dünya meselelerini konuşmak yasaktır…”
Not: Geniş özet önümüzdeki günlerde yayınlanacaktır…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder