
Bunun yanında karalama kampanyası yapan İlahiyatçı arkadaşlarım da vardı. Algı operasyonu yaparak linç girişimine tevessül edenler bile oldu. Katlime fetva verenler işin cabası. Aşağılayanlar, hakaret edenler, küfredenler... Bazı telefonların organize telefon olduğu belli oluyordu. Göbekten aşağı vuruyorlar, hızlarını alamayınca da ne kadar küfürlü kelime biliyorlarsa sıralıyorlardı. Ramazan ayında yapıyorlardı bunu. Güya oruç ibadetini savunuyorlardı. Asıl orucun susmak suretiyle tutulduğundan habersizdiler bunlar. Belki yüzlerce defa hocalarından Ramazan ayında kalp kırmanın ne kadar kötü bir şey olduğunu duymuşlardır.

Günümüz Müslümanları camileri parsellemişler, oralara gidip konuşamıyoruz. Farklı seslere tahammülleri olmuyor cemaatlerin. Fikirlerine güvenemiyorlar, belki de bir üye gelen hatibin peşine takılıp gidebilir. Bir üye demek; aidat demek, zekât demek, fidye demek, kurban demek... Camiler cami A.Ş. haline gelmişler. Hocaları da tahsildarları..
Oruç ibadeti ibadetlerden bir ibadettir. Birebir yaratıcı ile muhatap olunan bir ibadet. İnanca taalluk eden bir konu değildir. Ceza da, mükâfat da kişiseldir. Üçüncü bir kişi ile oruç ibadetinin direkt ilgisi yoktur. İnsanların imsak ve iftar konusunda bu kadar gürültü çıkarmalarına sebep olan bir şey yoktur ortada. İnsanlar günün her saatinde yalan söylüyor, küfrediyorlar, zulmediyorlar, yetim hakkı yiyorlar, gıybet ediyorlar, saygısızlık yapıyorlar, faiz yiyorlar, zina ediyorlar, alışverişlerinde hile yapıyorlar, harama helale dikkat etmiyorlar v.s. Bunlar ve benzeri yanlışlıklarla, hatalarla içiçe olan insanlar hedefe nedense konmuyor. Hatta yapılan dolandırıcılıklar, sahtekârlıklar, akıllılık olarak anlatılıyor sohbet arasında. Rüştü Kam bir imsakiye çıkardı diye dünyayı ayağa kaldıran, olmadık hakaretleri yapan o din bezirgânları, yukardaki konularda sus pus oluyorlar. Delikanlı olun biraz, delikanlı...
Müslüman oruç tutmamış,.. tutmasın, eksik tutmuş...tutsun..., sana ne. Seni neden ilgilendiriyor insanların orucu. Toplum için birer virüs olan öbür saydığım buyruklar sizleri ilgilendirmiyor, oruç tutmak veya tutmamak sizleri ilgilendiriyor öylemi? Cevap bekliyorum. Ucuz kahramanlıklarla Müslümanlıklarını ispat etmeye çalışan paryalar, Allah sizleri ıslah etsin.
Hüsnü Aktaş bir ilmihal yazmış, Emanet ve Ehliyet. “Oruç tutmayan öldürülür “ diyor o ilmihalde. Ondan sonra da IŞİD nereden besleniyor diyorlar. İşte buralardan besleniyor. Allah’ın dininde ölüm cezası diye bir ceza yoktur. Sen oruç tutmayanın öldürüleceğini nereden çıkardın behey gafil. Biraz düşünmek lazım.
Rüştü Kam bir imsakiye çıkardı ve uzun günlerde oruç tutmak durumunda kalan insanlara bir imkân sundu. Din âlimi olan zevatın görüşlerini de o imsakiyede yazdı. Niçin bu imsakiyeyi hazırladığını da detaylı olarak açıkladı. Hakkında fetva verildi “katli vaciptir.” Yapmayın Allah aşkına biraz kendinize gelin.
Dünya Müslümanları, sizin gibi aklını kiraya veren insanların yaptığı hatalar yüzünden kan ağlıyor. Sen kalkmışsın bu imsakiyeyi niçin Medine’ye göre hazırladın? İnsanların gönül rahatlığıyla, huzur içinde ibadet etmelerinin önünü niçin açıyorsun? diye beni hesaba çekiyorsun. Sonra da diyorsun ki; ibadet ne kadar zor olursa sevabı o kadar çok olur. Nah olur!
Mekke’deki Müslüman, 13-14 saat oruç tutarken, Almanya'daki ve daha Kuzeydeki ülkelerde yaşayan Müslümanlar hangi suçtan dolayı cezalandırılıyorlar da 19-22 saat oruç tutuyorlar. Bu nasıl bir adalettir izah edebilir misiniz?
Birileri de yazmış sosyal medyaya, ODA TV ye niçin malzeme oluyorsun diyor? “dam başında saksağan vur beline kazmayı”. Kardeşim sen beni konuşturmuyorsun, farklı seslere, fikirlere tahammül edemiyorsun. Adam olsaydın da sen televizyonuna radyona malzeme yapsaydın ya ODA TV nin yaptığını, bana küfretmekle meşgul olacağına. Müslümanlar, Müslümanların sorunlarını görmezden gelirlerse ve de bu soruna ODA TV sahip çıkarsa bu ODA TV nin artısıdır. Ayıbı değildir.
“Allah’ım içimizdeki beyinsizler yüzünden bizleri de helak edecek misin?(Araf 155)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder