1 Aralık 2025 Pazartesi

GAZZE’NİN YENİDEN İNŞASI — RUHLARIN ONARIMI VE AKILLI MERHAMET

HAFTANIN HUTBESİ: GAZZE’NİN YENİDEN İNŞASI — RUHLARIN ONARIMI VE AKILLI MERHAMET Rüştü KAM 10 EKİM 2025 Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Salât ve selâm, insanlığa rahmet olarak gönderilen Efendimiz Muhammed Mustafa’ya, âline ve ashabına olsun. Aziz kardeşlerim, muhterem cemaat; Bugün karşımızda hem imanî bir sınav hem de akıl ve vicdanın ortak sorumluluğu olan bir görev duruyor. Gazze’ye bir ateşkes gelmiştir; mühendisler, iş makineleri ve uluslararası yardımlarla somut yapılar inşa edilebilir — duvarlar, yollar, hastaneler yeniden yapılır. Fakat kalplerin, hatıraların, güven duygusunun, çocukların uyku ve gülüşlerinin yeniden inşası çok daha zordur, çok daha ince bir iştir. Bugün burada hem duygunun hem de aklın diliyle konuşacağız: İbret almak, empati kurmak, üçüncü kişiye dokunmak — yani doğrudan etkilenenlerin ötesinde, onların yarasına insanlığın elini koymak gerektiğini konuşacağız. Kardeşlarim Gazze’nin hikâyesi bir günde başlamadı. 1948’de Filistin topraklarının bölünmesiyle başlayan adaletsizlik, 1967’deki işgalle derinleşti. 2007 yılında Gazze’nin tam ablukaya alınmasıyla, iki milyon insan dünyanın gözü önünde açık hava hapishanesine çevrilmiş bir şehirde yaşamaya mahkûm edildi. Elektrik, su, ilaç, gıda kısıtlamaları günlük hayatın bir parçası hâline geldi. Ve 7 Ekim 2023 sabahı, yeni bir sayfa değil, eski acıların yeniden açılan yarasıydı. Ardından gelen saldırılar iki yıl boyunca sürdü. Şehirler haritadan silindi, aileler yok oldu. Yaklaşık yetmiş bin insan şehit düştü. Bu iki yıl boyunca dünya çekirdek çıtlatarak televizyonun önünde konulu film izler gibi izledi Gazze’yi; kimi sokaklarda protesto etti, kimi de sessiz kaldı. Ama o iki yıl, Filistin halkının “toprağını terk etmemek için gösterdiği direnişin” destanıydı. Evleri yıkıldı, ama inançları yıkılmadı. Bugün ateşkesin sağlanmasında Türkiye, Mısır ve Katar’ın akılcı diplomasisi belirleyici oldu. Duygu değil, akıl ve sabır devreye girdi; zira bir devletin öfkeye kapılıp savaşı genişletmesi, sadece Gazze’yi değil, tüm bölgeyi felakete sürükleyebilirdi. İşte bu da bize, Allah’ın verdiği aklın ve hikmetli davranışın ne kadar hayati olduğunu hatırlatıyor. Sevgili Kardeşlerim Yetmiş bin şehit, binlerce yaralı, yüz binlerce evsiz... Her sayı bir insan, bir hikâye, bir hayat demektir. Kadınlar, çocuklar, yaşlılar; annesiz kalan çocuklar, eşi olmayanlar, yıkılmış evlerin gölgesinde büyüyenlerin dünya algısı... Bu rakamları akıllarımızla anlamalı, kalplerimizle hissetmeliyiz. Çünkü akıl, hafızayı organize eder; kalp ise o hafızayı insanlığa dönüştürür. İbret, sayıyı rakam olmaktan çıkarıp insana çevirebilmektir. Kardeşlerim Akıl ve Duygu Birlikte Davranmalı Duygu harekete geçirir, akıl yönlendirir. Duygusuz akıl katıdır, akılsız duygu tehlikelidir. Gazze’nin yaralarını sarmak istiyorsak, şu üç gücü birleştirmeliyiz: • Merhamet: Acıyı paylaşmak, gözyaşını tanımak. • Adalet: Haksızlığa sessiz kalmamak. • Akıl: Hangi davranışın daha fazla iyileştirme sağlayacağını bilmek. İnsanı, aceleci öfke değil, sabırlı akıl kurtarır. Gazze’nin geleceği ancak akıllı merhamet ile şekillenir. Kardeşlerim Olanlardan ibret almak ve üçüncü kişiye dokunmak gerekir. Önce kendimizden ve en yakınımızdan başlayarak bunu yapmak gerek. İbret almak geçmişe ağlamakla değil, geleceği değiştirmekle olur. Gazze yalnızca bir halkın değil, insanlığın aynasıdır. O aynaya bakan herkes kendi vicdanını görür. Bugün üçüncü kişiye dokunmanın, yani doğrudan mağdur olmayan ama sorumluluk taşıyan bizlerin, harekete geçme zamanıdır. Travma sadece fiziksel değil, toplumsaldır. Bu yüzden yeniden inşa yalnız tuğla ile değil, ruh, eğitim, umut ve güven ile yapılmalıdır. Okullar, camiler, sivil kurumlar, gönüllüler hep birlikte bir “ruhsal rehabilitasyon seferberliği” başlatmalıdır. Aziz Mü’minler Unutmayalım: Allah aklı, insanın emaneti kılmıştır. Müslüman, aklı askıya almamalıdır; onu hikmetin hizmetine sunmalıdır. Dua etmek, kaderin pasif bekçisi olmak değil; hikmetin aktif taşıyıcısı olmaktır. Allah’ın adaletine güveniyoruz elbet; ama adaleti tesis etmek, O’nun verdiği aklı ve merhameti kullanmakla mümkündür. Kardeşlerim, şimdi bize düşen şudur: • Gazze’yi yeniden imar ederken ruhlara da dokunalım. • Yardımı sadece para değil, ilgi, eğitim, dayanışma olarak düşünelim. • Sessiz kalmayalım; sözümüz, duruşumuz, emeğimiz olsun. İşi Allah’a havale ederek tevekkül olmaz. Asıl olan fiili duadır. Fiili duamızla birlikte duamız şöyle olsun “Ey hikmetin ve merhametin Rabbi! Gazze’nin çocuklarına huzur, annelerine sabır, insanlığa uyanış ver. Öfkeyi hikmete, karanlığı ferasete dönüştür. Yıkılan taşları biz onarabiliriz; Sen, yıkılan yüreklere dokun. Bize duyguyla değil, akılla ve imanla davranma olgunluğu ver. Zulmü susturacak cesaret, adaleti kuracak irade nasip eyle. Amin.” “Şüphesiz Allah, adaleti, iyiliği ve yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı yasaklar. O size öğüt veriyor ki, düşünüp tutasınız.” – Nahl, 90) Allah Teâlâ bizleri adaletli, merhametli, akıllı ve sorumluluk sahibi kullarından eylesin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder