24 Kasım 2010 Çarşamba

DİN TAHRİPÇİLERİ


Yazdır E-posta
ha-ber.com
 
 
DİN TAHRİPÇİLERİ OLARAK SADECE MUSEVÎLERİ VE HIRISTİYANLARI GÖRMEK YANLIŞTIR. MÜSLÜMANLAR DA AYNI ÖLÇÜDE DİNLERİNİ TAHRİP ETMEKTEDİRLER
 
" İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak edecek misin Allah'ım." (A'raf 155)
 
Din; Yaratıcının yarattıklarıyla arasındaki diyalogu sağlayan bir köprüdür. İlk yaratılan insandan bu tarafa, insanlar hep bu köprüyü tahrip etmişler, Yüce Yaratıcı da usanmadan, yılmadan büyük bir sabırla bazen bu köprüyü tamir etmiş bazen de yenilemiştir. Bu köprü yaratılanı Yaratan'ına götürecek olan tek yoldur. Tahripçiler, yol kesiciler yaratılanları Yaratan'ıyla buluşturmak istemezler. Bundan dolayı bu köprü çıkar çevreleri tarafından sürekli tahrip edilir.

 
Son inşa ettirilen köprünün mimarı Hz. Muhammed'dir. Bu köprüden sonra, daha köprü inşa edilmeyecektir. Ancak bu köprü de diğerleri gibi tahrip edilecektir. Ana gövde Yaratıcı kudret tarafından koruma altına alındığı için - " O'nu Ben indirdim Ben koruyacağım." Hicir 9 - köprünün öncekiler gibi tamamen ortadan kaldırılması mümkün olamayacaktır. Kıyamet sabahına kadar bu köprü ayakta kalacaktır. Bu son köprünün adı da öncekiler gibi İslâm.
 
İslâm; kimsenin düşmanı değildir. Her insanı aynı sevecenlikle kucaklar ve bağrına basar, elinden tutar, ayağa kaldırır. Ancak bir tek isteği vardır elinden tuttuğu insanlardan: " Ne olur" der onlara "Ben sizin elinizden nasıl tutuyorsam, ayağa kaldırıyorsam, sizde hemcinslerinizin elinden ve diğer yaratılmışların elinden aynı sevecenlikle tutun ve onları ayağa kaldırın. Ve bu işi gerçekleştirebilmeniz için size gerekli olacak olan, Ben'i tahrip etmeyin."
 
Ancak; insanlar "nankör" ( Âdiyât suresi) oldukları için, bu sese kulak vermezler. Geçmişte hep böyle olmuş. Yüce Mevla'mız bu nankörleri bize tanıtırken dikkatlerimizi o yöne iyice çekebilmek için, " akıl erdirmeyecek misiniz? İbret almayacak mısınız? " diyerek dikkatlerimizi çekmeye çalışır. Bazen de "ibret alan mı var diyerek" kendi kendine kahırlanır. Ve iyice canı sıkılarak yüksek sesle haykırır " aklınızı çalıştırmazsanız sizi pislik içerisinde bırakırım (Yunus Sûresi 100)" .
 
Hz. Muhammed'in s. ümmeti de Ehlikitaptır. Yani onların içerisinde de tahripçiler vardır. Ancak, Kur'an tahripçilerden bahsederken, nedense hiç kimse üzerine bile almaz söylenenleri. Ehlikitapla ilgili Kur'an kıssalarını anlatanlar masal gibi anlatır, dinleyenler de masal gibi dinlerler. Kur'an'ın olaya nasıl bakmamız gerektiğini anlamaya gerek yoktur.
 
Bazı Müslümanlar daha da başkadır. Onlar sadece güzel sesli bir hafızın okuduğu nağmelerin etkisiyle kendilerinden geçerler, mutlu olurlar. " Din baronları da" bu tür Müslümanların varlığından her zaman memnundurlar. Çünkü bu Müslüman tipi hurafelerecidir, kolay örgütlenir. Sermaye olarak ajitasyon yeterlidir. Bunların sayılarını artırmak için yapılması gereken tek şey vardır, o da; köprünün tahrip edilmesidir.
 
Bazı tahripçiler namazını kılan, orucunu tutan, mevlidini okutan, babasının, dedesinin hocalığıyla, kalp temizliğiyle övünen insanları Cennete götürürken; bazı tahripçiler de Şeyh marifetiyle insanları Cennet'e koyarlar. " Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır, tut şeyhinin eteğinden gir Cennet'e... " gibi cümleler beylik sloganlardır. Başka bir tahripçi grup da ilim adına insanlara yön verir. Bunlar; Kur'an'ın herkes tarafından anlaşılamayacağından dem vururlar. Onlara göre insanlar, anlayanların anlattıkları kadar bir bilgiden sorumludur, boşuna zaman harcayarak Kur'an'ı anlamaya çalışmanın yorgunluktan başka hiçbir getirisi yoktur. Ağabeyler, efendiler, mübarekler, irfanlılar, kurbanlar bu işi çok iyi bilirler.
Öte yandan, seneler öncesinden bazı âlimler bugünleri görerek insanların problemlerini çözmüşlerdir(!). Onlar ne dediyse doğrudur. Bugünün insanına hiçbir şey kalmamıştır. Bunlardan bazılarına göre, içtihat (yorum ) kapısı kapanmıştır. Bazılarına göre ise, içtihat kapısı kapanmamıştır ama içtihat yapacak âlim yoktur. Onlara göre, bugünküler âlim sayılmazlar.
 
İşte bu tür düşüncelere sahip olan insanların yaptığı şey de, aynı şekilde köprüyü tahrip etmektir. Bugün köprü, adı Müslüman olan insanlar tarafından acımasızca dindarlık adına tahrip edilmektedir. Şaşılacak bir şey yok: Çünkü köprü, dün de aynı şekilde tahrip edilmişti. Kur'an bunlara müşrik adıyla hitap ederek, özelliklerinden uzun uzun bahseder ve bizlerin dikkatini o yöne çekmek ister. Onlar gibi olmamamız için de zaman zaman sesini yükseltir. Ama heyhat! Anlayan mı var. İnsanların ortak özellikleri "nankörlük" olduğundan, son köprü de tahrip edilmiştir.
Aliye İzzet Begoviç bugün yaşanılan İslâm'ın gerçek İslâm olmadığını, hurafeler ve bid'atlardan, geleneklerden örülü bir İslâm olduğunu, insanlığın kurtuluşunun bu sahte İslâm'dan uzaklaşmakla mümkün olabileceğini bakın ne güzel dile getirmiştir: " Allah İslâm dînini insanlığın kurtuluşu için indirmiştir. Ancak bugünkü yaşanan din, kendi mensubunu bile kurtaramamaktadır. Nasıl olur da kendi mensubunu bile kurtaramayan bu din, insanlığı ve gezegeni kurtarır."
 
" İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak edecek misin Allah'ım." (A'raf 155)
 
Rüştü Kam





 







  Yorumlar (4)

 1 (A'raf 155 ve 146
Yazan erdinc, 28-09-2010 05:17
155. Musa tayin ettiğimiz vakitte kavminden yetmiş adam seçti. Onları o müthiş deprem yakalayınca Musa dedi ki: "Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de daha önce helâk ederdin. İçimizden birtakım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helâk edecek misin? Bu iş, senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini saptırırsın, dilediğini de doğru yola iletirsin. Sen bizim sahibimizsin, bizi bağışla ve bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin! (Hz. Musa'nın, kavmini temsilen seçip Al lah'ın huzuruna getirdiği kimseler, Allah ile kendi arasındaki konuşmayı işitince, onunla yetinmediler ve: ""Ey Musa, Allah'ı açıkca görmedikçe sana asla inanmayacağız"" dediler. Bunun üzerine orada şiddetli bir deprem oldu ve bayılıp düştüler. Hz. Musa, Allah'a yalvardı da bu afet kaldırıldı.)

146. Yeryüzünde haksız yere böbürlenenleri âyetlerimden uzaklaştıracağım. Onlar bütün mucizeleri görseler de iman etmezler. Doğru yolu görseler onu yol edinmezler. Fakat azgınlık yolunu görürlerse, hemen ona saparlar. Bu durum, onların âyetlerimizi yalanlamalarından ve onlardan gafil olmalarından ileri gelmektedir.
 2 beyin herkesde?? var
Yazan erdinc, 28-09-2010 04:58
Rüstu bey benim e-post adresim belirli soy ismimi neden okadar merak ediyorsunuz?????????? İZZETBEGOVİÇ'İN DİN ANLAYIŞINI
acikladigim icinmi???????
BUYRUN A'raf 155 in aciklamasi:
Siz bu sözlerin ve cümlelerin hangisinin arkasina saklniyorsunuzda sizin yaziniza yorum yapan vatandasi Beyinsiz deye hitap ediyorsunuz
(A'raf 155
7:44 - Cennet ehli, cehennem ehline: "Rabbimizin bize vaad ettiğini gerçek bulduk. Siz de Rabbinizin size vaad ettiğini gerçek buldunuz mu?" diye seslenirler. Onlar da "evet" derler. Bunun üzerine aralarında bir çağırıcı şöyle seslenir: "Allah'ın laneti zalimler üzerine olsun!

7:45 - Onlar, Allah'ın yolundan men ederler ve onu eğriltmek isterler, ahireti de inkâr ederlerdi".

7:46 - Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir perde vardır. A'raf üzerinde de, her iki taraftakileri simalarından tanıyan kişiler vardır. Bunlar cennetliklere: "selâm olsun size" diye seslenirler. Bunlar henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi arzu eden kimselerdir.

7:47 - Gözleri cehennemlikler tarafına çevrilince de :"Rabbimiz! Bizi zalim toplulukla beraber eyleme!" derler.

7:48 - A'raftakiler yüzlerinden tanıdıkları kişilere seslenerek şöyle derler: "Ne topluluğunuz, ne de büyüklük taslamanız, size hiç bir yarar sağlamadı".

7:49 - "Allah onları hiç bir rahmete erdirmiyecek, diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?" (Cennetliklere dönerek): "Girin cennete, artık size ne korku vardır, ne de siz üzüleceksiniz" derler.

7:50 - Cehennemdekiler, cennettekilere: "Bize biraz su akıtın veya Allah'ın size verdiği rızıktan bize de verin." diye seslenirler. Cennettekiler de: "Allah, bunların ikisini de kâfirlere haram kıldı." derler.

7:51 - Onlar ki, dinlerini bir eğlence ve oyun yerine koydular ve dünya hayatı kendilerini aldattı. Onlar, bugüne kavuşacaklarını nasıl unuttular ve âyetlerimizi nasıl inkâr ettilerse, biz de bugün onları öyle unuturuz.
 3 " İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi
Yazan Rüstü Kam, 25-09-2010 15:01
Erdinç ismiyle bir yoprum yazıma eklenmiş...
soy ismini bile yazamayacak kadar ürkek birine cevabı Allah veriyor:" İçimizdeki beyinsizler yüzünden bizi helak edecek misin Allah'ım." (A'raf 155)

Allah sizleri hidayete ersirsin...
 4 İZZETBEGOVİÇ'İN DİN ANLAYIŞI
Yazan erdinc, 21-09-2010 12:33
İZZETBEGOVİÇ'İN DİN ANLAYIŞI

kelimesi ile başlayıp, Begoviç'in, reformist fikirlerine, dinin akla, zamana göre yorumlanması düşüncelerine katılmıyorum, denilemez miydi? Önce, Merd-i kıpti... deyimini hatırlatarak hayranları Aliya İzzetbegoviç için ne demişler ona bir bakalım:

Begoviç, Muhammed İkbal hayranıydı. Pakistan İslam Cumhuriyeti'nin kurulması genç Begoviç'i çok heyecanlandırmıştı; bu önemli hadiseden sonra Mevdudi'nin kitaplarıyla tanışmış, ondan çok etkilenmişti. Begoviç'i derinden etkileyen bir başka isim Muhammed Hamidullah'tır.

Begoviç, , çok etkilendiği reformcular gibi kendi aklına göre bir İslamı savunuyordu. Bunun için İslamın zamanımıza göre yeniden yorumlanması, reforma tabi tutulmasıni oneriyordu

Aliya İzzetbegoviç'in 'Doğu-Batı Arasında İslam' adlı eseri, Muhammed İkbal'in İslam Düşüncesinin Yeniden İnşaası, Mevdudi'nin, Ali Şeriati'nin bütün eserleri bu bağlamda anılabilir.

İzzetbegoviç, 'Doğu ile Batı Arasındaki İslam' isimli kitabında, kendine mahsus düşünceler ortaya atan ve İslam düşüncesini çağdaş döneme taşıyan bir 'feylesof' tur.

İzzetbegoviç'in İslam düşüncesine katkısı ile Prof. Fazlurrahman'ın düşünceleri arasında önemli yakınlıklar bulunuyor. Pakistanlı Muhammed İkbal Doğu İslamının, İzzetbegoviç Batı İslamının simgesidir'


Bozacının şahidi şıracıdır, derler ya. Bütün bu övgülerden sonra, Begoviç'in nasıl biri olduğu anlaşıldı herhalde. Burada dikkatinizi bir hususa çekmek istiyorum. Begoviç'in hayranlık duyduğu, rehber edindiği Fazlurrahman, Muhammed İkbal, Mevdudi, Hamidullah gibi kimseler; Batı'nın yetiştirdiği dolayısıyla, Batılı gibi düşünen, İslama müsteşrik gözü ile bakan, Batı'nın yönlendirdiği dolayısıyla onların menfaatleri doğrusunda çalışan reformcu kimselerdir. Begoviç de bu ekiptendi.

Batı, bu tür adamları önce meşhur eder, kahramanlaştırır. Sonra da sinsi emellerine ulaşmada bunları vasıta yapar. Maksatları, İslamda yenilik, Modernlik adı altında dini bozmak ve siyasi amaçlarına bunları alet etmek. Ayrıca, Bosna- Hersek'te 250 bin Müslüman katledildi. Şimdi Müslümanlar Bosna'da öncekinden daha iyi bir durumda mıdırlar? Ne gezer. Hem 250 bin kişi gitti, hem de önceki ağırlığı kalmadı. O zaman bu nasıl kahramanlık, nasıl Bilge Krallık!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder