26 Ocak 2022 Çarşamba

BİNMİŞİZ BİR ALAMETE ...SEZEN AKSU VE ADEM

“Binmişiz bir alâmate Gidiyoruz kıyamete Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e” Bu şiirden Adem ile Havva’yı çıkarın, yerine Atatürk ve Zübeyde’yi yazın ondan sonra ne olacak birlikte seyredelim. Yine de aynı tepki mi gösterilirdi? Bu bir şarkı sözüdür, fikir özgürlüğüne girer, üstelik yıllar önce yazılmış bir şiirdir, büyütmeye gerek yoktur mu denirdi? Okuyalım bakalım: Binmişiz bir alâmate Gidiyoruz kıyamete Selam söyleyin o cahil Atatürk ve Zübeyde‘ye Nasıl oldu, nevriniz döndü değil mi? Müslümanların değerleri vardır, kendilerine kimlik kazandıran değerlerdir bunlar. İnançlarından kaynaklanan değerlerdir bunlar. Türk olmalarından kaynaklanan değerlendir bunlar. Allah’tır, peygamberdir, kitaptır, bayraktır, vatandır, millettir, mezarlardır, ülkenin tapu senetleridir, bunların dokunulmazlığı vardır. Uluorta bu değerlere hakaret edilemez, aşağılanamaz, yok farzedilemez. Bu değerler yok fazedilirse yok oluruz. Sezen Aksu bir şiir yazmış ve sonra da onu bestelemiş. Günümüzün siyasi iklimini biraz değiştirmek isteyenler, bu şarkıyı arşivden çıkarmış tedavüle koymuş. Kim yaptıysa yanlış yapmıştır. İyi niyetle yapmamıştır. Fitneye sebep olan bir iş yapmıştır. Fitne katlden(öldürmekten) eşeddir. Sonrasında bu yanlışa, yanlıştır demek gerekirken, yanlış yapan koruma altına alınmış, kendilerine yanlış yapılanlar ise hedefe konmuştur. Onlara sabır tavsiye edilmiştir. Yeryerinden aynamıştır. Neymiş efendim; adem insan demekmiş, burada Hz. Adem kastedilmiyormuş, hem o olsa ne farkedermiş, zaten Allah’ın buyruğunu dinlemediği için cahillerden olmamışmıymış..., aman Allah’ım akıl tutulması mıdır, yoksa hainlik midir, nedir bu? O kadar ki, Sezen Aksu’yu savunacağız diye 9 takla atanlar bile var. Sezen Aksu üzerinden kanaat önderliğine soyunan kalemşörlere ne demeli. Tekrar ediyorum, bu şiirin sözleri yukarıda yazdığım şekliyle olsaydı. Yani Adem’i kaldırıp yerine Atatürk konulsaydı, Sezen Aksu yine de koruma altına alınır mıydı, masumdur denir miydi? Denir miydi gerçekten merak ediyorum? Böyle bir şiirin yazılması tesadüflerle izah edilemez. Mutlaka bir hesaba dayanarak yazılmış olmalıdır. Nüfusunun %90 ı müslüman olan bir ülkede o milletin fabrika ayarlarıyla oynanıyorsa orada bir hinlik vardır, masumluk yoktur. Biz bu filmi çok gördük. Burada açıkça, Hz. Adem ve Hz. Havva üzerinden dine saldırı vardır. Din itibarsızlaştırılmak istenmiştir. Günümüzün siyasi iklimine uygun bir balans ayarı yapılmak istenmiştir. "Sezen’in, ‘dini’ bir iddia taşımayan şarkısı" şeklindeki açıklamalar niyet okumadır. Sezen Aksu bu ifaderi bilinçsiz olarak kullanmış değildir. Eğer öyle olsaydı çıkar ve derdi; “benim bu yazdıklarım maksadını aşmıştır, halkımdam özür diliyorum.” Sezen Aksu böyle bir ifade kullanmaya ihtiyaç duymadığı halde, onun şakşakçıları Sezen Aksu adına açıklama yapıyorlar: ”İşte öyle demek istememiştir... Bizim literatürümüzde daha kötü ifadelere yer verilmiştir, hadis diye yer verilmiştir, şu ayet bu manaya gelir, öbür ayette de böyle birşey vardır, Süleyman Çelebi’nin mevlidinde daha kötü şeyler vardır, üstelik Sezen’in tevhid şarkısı bile vardır....” "İslâm'da, 'Bir sevap bir günahı' götürür diye bir kural mı vardır, vardır da biz mi bilmiyoruz? Yazık hem de çok yazık. Gelenekte yanlışlar vardır, yapılmıştır, bundan sonra da yapılacaktır. İnsanın olduğu heryerde yanlış olur. Temcid pilavı gibi ikide bir bu yanlışlar üzerinden İslâm'a ve Müslümanlara saldırmanın anlamı yoktur. Müslümanların değerlerine; söz yazarları hakaret ediyor, tiyatrocusu hakaret ediyor, siyasetçisi hakaret ediyor, karikatüristi hakaret ediyor vb. ama sabır nedense hep hakarete uğrayanlara tavsiye ediliyor, hakaret edenler ise 'ifade hürriyetinden dolayı yapmıştır' denilerek koruma altına alınıyor. Hem de bu işi Müslüman ilim adamları yapıyor. Yapmayın, etmeyin, Müslümanların yumuşak karınlarına fazla dokunmayın, dokunanlarla da aynı tasa kaşık sallamayın. Saygıdeğer ilim adamları, din‚ âlimleri, yazarlar-çizerler; hürmette kusur etmediğim, ilim adamı kimliğinizin önünde şapka çıkardığım üstadlar; bilhassa 20. yy.da Müslümanlar hedef tahtasına fazlaca konulur oldular. Bunların içinde sizler de varsınız. Salman Rüştü’sünden karikatüristine, şarkı sözü yazarlarından sinema filimlerine, dizilere ve tiyatro sahnelerine kadar, her yerde ve herkes tarafından Müslümanlar hicvediliyor. Hicvedenler, fikir hürriyetinden dolayı yapmıştır denilerek koruma altına alınıyor, hicvedilenler veya değerleri üzerinden dinlerine saldırılanlara ise sabır tavsiye ediliyor. İnsanları ayakta tutan kimlikleridir, kimlikleriyle varlıklarını sürdürürler veya geleceklerini inşa ederler. Bunları bize sizler öğrettiniz. Bizler Adem'i peygamber ve Havva'yı da peygamber hanımı biliriz ve öyle tanırız, bunu da sizler öğrettiniz. Bu konuda değişik görüşler olsa da halk böyle inanır, böyle bilir. Yani Âdem vahiy almıştır. Sezen aksu da bu sözleri bilinçli olarak yazmış olmalıdır. Eğer öyle olmasaydı çıkıp, "Ey halkım, ben maksadını aşan bir ifade kullanmışım, özür diliyorum” derdi ve konu kapanırdı. Halkımız hakarete maruz kalmıştır. Kırmızı çizgileri ihlal edilmiştir. Savunma hakları vardır, haklarını kullanmalıdırlar. Bu haklarını kullanıyorlar diye onlar aşağılanamaz, onlara hakaret edilemez, itibarsızlaştırılmaları için çalışılamaz. Onlara da derim ki; nerede duracağınızı biliniz ve söylemlerinizi hukuk çerçevesi dışına çıkarmayınız. Herkes haddini bilmelidir. Not: Yazımın altına yazıyı okuyan herkesin yorum yapma hakkı vardır. Ancak yorumlar maksadını aşmamalıdır. Küfür içermemelidir. İnsanları provoke etmemelidir. Kendi düşüncesine muhalif yazanları rencide etmememlidir. Gayet medeni bir şekilde görüşlerimizi yazmak zenginliktir. Bize yakışan da bu zenginliği yaşatmaktır. Ayakta tutmaktır. Uyarım konusunda gösterdiğiniz hassasiyetten dolayı teşekkür ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder